Hayatım boyunca kendime bir idol, bir kahraman, bir muhteşem insan aradım durdum ama başarılı olamadım. Batman uçmuyordu. Süpermen ve Örümcek Adam zengin değildi. Wolverine'in bile salakça bir sakalı vardı.
Ama muhteşem adamı, hatta kusursuz adamı beni çocukluğuma, hatta anaokulu günlerime gönderen ulu önderim Melih Gökçek'de buldum.
Anaokulu günlerimden bu yana ilk defa olgun bir insan kendisine "Beyefendi şunları bunları yaptınız" diyen Dalai Lama kılıklı adama karşı kulaklarını baş parmaklarıyla kapatıp "Tadadada dada!" diyip dilini çıkartabildi. Ertesi gün çekinmedi üzerinde o adamın ve başka kurumların isimlerini yazan balonları basın önünde bir bir iğneyle patlattı.
Bu benim düşünü kurduğum ama yapamadığım, hayalleri hala ölünce gideceğim cennetin bir köşesini süsleyen fantezilerdi. Ama bu muhteşem adam bunları yaptı. Melih Gökçek yarın "Mislam" diye bir din kursun o "Mislam" denilen dinin ilk kulu olurum.
Melih Gökçek bana "Bir uçağı kaçır ve sonra uçağı Özgürlük Anıtı'na göm" dese derhal İstanbul - New York uçak bileti alırım.
Melih Gökçek bana öyle bir osur ki, götünün önüne çakmak yakıp koyduğunda alev çıkmasın desin; metan gazsız osururum.
Melih Gökçek hayallerimde istediğim muhteşem liderdir. Benim anaokulu günlerindeki halimi halen şu gün yaşayabilendir.
Melih Gökçek Stan Lee'nin yarattığı tüm süper kahramanlardan bin adım ötede muhteşem bir varlıktır.
Hatta bundan böyle kendisinden Hazreti Melik Gökçek diye bahsedeceğim.
Hz. Melih Gökçek'den çok önce ben O'nun başından geçenleri yaşadım.
Anaokulu günlerimde öğlenleri yaptığımız öğlen uykusunda yastık savaşı başlattığımda anaokulu hocam bana "Onur uslu ol" derdi ben de "Senin götün kocaman" diye yanıt verirdim.
Anaokulu günlerimde origami diye saçma sapan ve sanat olmayan bir sözde sanatı anaokulu hocam bana öğretmeye çalıştığında "Hocam buyrun kağıttan uçak yaptım"" diyerek kağıttan uçağı hocanın gözünün içine atardım.
Anaokulu günlerimde "Yağ satarım, bal satarım, ustam ölmüş ben satarım" oyununda; çemberin etrafında dönmez direk benim arkama mendili bırakan mala tekme tokat dalardım.
Hayallerim gerçekleşti. Sonunda benim anaokulda olduğum kadar şeytan ve rayından çıkmış bir tren var. Ben de o trene binmek zorundayım.
AKP! Kendine gel ve Tayyip'den kurtul ve Melih Gökçek'i başkanın yap.
O en aziz, en kutsal ve en muhteşem insan.
Hz. Melih Gökçek için ben gerekirse Ankara'ya taşınıp tüm halkıyla beraber zehirli suları içip ölmeye hazırım. Fazladan kıçıma giren doğal gaz faturaları helali hoş olsun.
O en muhteşemdir. O en kusursuzdur. O en inanılması gerekendir.
Ama muhteşem adamı, hatta kusursuz adamı beni çocukluğuma, hatta anaokulu günlerime gönderen ulu önderim Melih Gökçek'de buldum.
Anaokulu günlerimden bu yana ilk defa olgun bir insan kendisine "Beyefendi şunları bunları yaptınız" diyen Dalai Lama kılıklı adama karşı kulaklarını baş parmaklarıyla kapatıp "Tadadada dada!" diyip dilini çıkartabildi. Ertesi gün çekinmedi üzerinde o adamın ve başka kurumların isimlerini yazan balonları basın önünde bir bir iğneyle patlattı.
Bu benim düşünü kurduğum ama yapamadığım, hayalleri hala ölünce gideceğim cennetin bir köşesini süsleyen fantezilerdi. Ama bu muhteşem adam bunları yaptı. Melih Gökçek yarın "Mislam" diye bir din kursun o "Mislam" denilen dinin ilk kulu olurum.
Melih Gökçek bana "Bir uçağı kaçır ve sonra uçağı Özgürlük Anıtı'na göm" dese derhal İstanbul - New York uçak bileti alırım.
Melih Gökçek bana öyle bir osur ki, götünün önüne çakmak yakıp koyduğunda alev çıkmasın desin; metan gazsız osururum.
Melih Gökçek hayallerimde istediğim muhteşem liderdir. Benim anaokulu günlerindeki halimi halen şu gün yaşayabilendir.
Melih Gökçek Stan Lee'nin yarattığı tüm süper kahramanlardan bin adım ötede muhteşem bir varlıktır.
Hatta bundan böyle kendisinden Hazreti Melik Gökçek diye bahsedeceğim.
Hz. Melih Gökçek'den çok önce ben O'nun başından geçenleri yaşadım.
Anaokulu günlerimde öğlenleri yaptığımız öğlen uykusunda yastık savaşı başlattığımda anaokulu hocam bana "Onur uslu ol" derdi ben de "Senin götün kocaman" diye yanıt verirdim.
Anaokulu günlerimde origami diye saçma sapan ve sanat olmayan bir sözde sanatı anaokulu hocam bana öğretmeye çalıştığında "Hocam buyrun kağıttan uçak yaptım"" diyerek kağıttan uçağı hocanın gözünün içine atardım.
Anaokulu günlerimde "Yağ satarım, bal satarım, ustam ölmüş ben satarım" oyununda; çemberin etrafında dönmez direk benim arkama mendili bırakan mala tekme tokat dalardım.
Hayallerim gerçekleşti. Sonunda benim anaokulda olduğum kadar şeytan ve rayından çıkmış bir tren var. Ben de o trene binmek zorundayım.
AKP! Kendine gel ve Tayyip'den kurtul ve Melih Gökçek'i başkanın yap.
O en aziz, en kutsal ve en muhteşem insan.
Hz. Melih Gökçek için ben gerekirse Ankara'ya taşınıp tüm halkıyla beraber zehirli suları içip ölmeye hazırım. Fazladan kıçıma giren doğal gaz faturaları helali hoş olsun.
O en muhteşemdir. O en kusursuzdur. O en inanılması gerekendir.
Yorumlar