Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Sansür Sizi Kör Eder

Yeni Bir Başlangıç

Her son yeni bir başlangıç, Her başlangıç yeni bir uyanış, Her uyanış yeni bir aydınlanış, Her aydınlanış yeni bir doğuş. Ne yapıyorum bene bir cevap, Ne yaptığına değin bir serzeniş, Ne yapacağına değin bir akıllanış, Ne yapmalıydımı ince bir çizgide seçiş. Uğruna koşturulan herşeyi durdurup, Bir daha tartmak yaşamın terazisinde, Heves mi, tutku mu, ihtiyaç mı diye bakıp, Bileğinde kalkan, elinde kılıç ile kopar kayış. Savaşın acımasız sahnesinde kanlar içinde, Hiç kimseye kafanı çevirip bakmadan koşarak, Hayatta kalmanın mücadelesiyle çekip havayı ciğerlerine, Sanki son kez nefes alırmışcasına hissedilen naif bir aldanış. İnancını yitirmek son kez saflığa, Tanrının arkasına gizlenen tüm şeytanlar gibi, Sadece sözlerde varolup gülümseyerek sinsice, Kurdun ve tilkinin kanını içip onlardan biri oluş. Yeniden varoluş, Yeni bir başlangıç. 2 Ekim 2008 - 20:21

Sylvie

Ah be Sylvie, Beni ilk en çok seven, Beni hâla da en çok sevmiş, İçimde de hiç bitmeyen. Nerval'dim ben, Sana da Sylvie ol dedim, Çünkü ilk aşkıydın Nerval'in, Ama hiç ulaşamadığı... Ah be Sylvie, Gülümsemen o kadar güzel ki, Yıllar geçse de ardından, Seni unutabilmek mümkün mü ki? Yalnızdın sen, Hapsolmuş gibi Bastiya zindanlarında, Bir çıksan o kafesten hünharca, Devrim yaratırsın Dünya'da. Ah be Sylvie, Masumiyetin o kadar güzel ki, Seni defalarca kez üzseler de, Hâla çocukca sevebiliyorsun. Nerval'dim ben, Sen de Sylvie'ydin, Tıpkı da onlar gibi, Aşkı yaşayamadık.

Tutulmuşum

Güz olmuş üzerimde ama, Solmuş yaprakları üzerime tutuşturmuşum. Ay tutulmuş Dünya'ya ama, Ben de sana çok fena tutulmuşum. Güneş de tutulsun da ama, Benim kadar keşke tutulsa sana... Gözlerin inan ki, Masmavi denizin, Güzelliğinden bile güzel... Sevgini düşünmek inan ki, Nazım Hikmet'in, İclal'e olan aşkından daha yüce. Beni seversen bilirim ki, En romantik aşktır yaşayacağım. Sevmesen de bir korku filmi gibidir. Kıpırdamıyorsun biliyorum ama, Ama öylesine içim yanıyor ki bilmiyorum. Boğayım ben sen de kırmızı pelerinsin, Sana saldırmıyorum seni istiyorum anlıyor musun? İçimi yakıp beni zindanlara atıyorsun, Hiç mi içimdeki gardiyanları kova mıyorsun? Seni sevmeyi düşünmek inan ki, Sonsuz denizi huzurun, Dalgalarına kendimi bırakmak gibi. Sana inanmak inan ki, İlk umudun, Kollarında başbaşa kalmak gibi.

Sevip de sevilmemek

Yüreğini koyup da ortaya, Hissini verip de ummaya, Aşkını sunup da fütursuzca, Sevip de anlanılmasanda. Hayat kısa bilirim, Düşlerin hepsi yanlış. Ömür biter bilirim, Umut denen de yanlış. Sevdin de umrunda mı sevdiğinin ? Özledin de umrunda mı özlediğinin ? İstedin de umrunda mı istediğinin ? Anlamadın mı hala aşkın kuralını ? Seversen sikilirsin, Sikersen sevilirsin, Hala mı anlamadın ? Neye uğraşıyorsun hala ? Hala iyi çocuk mu olacaksın ? Hala sevip de ağlayacak mısın ? Üzülüp de yadırgayacak mısın ? Salaksın işte anlayamaz mısın ? Dur durul. Dur sevme. Dur kendine gel. Dur boşver.

Güz Kızı

Bu güz de solar belki, Mevsimi bir de bir önceki, Yatıştır korkunu içindeki, Hazırlan, unut, güz kızı. Korkuyorum ben de inan sevmeye, Bir daha güvenip de yenllmeye, Umutla dansedip sonra da üzülmeye, Ama değer inan ki sevmeye. Güz kızı, solmuş hevesi. Güz kızı, bir buhran mevsimi, Güz kızı, hüznün prensesi, Güz kızı, kim üzdü seni?

Geç Uyanmak

Formül : 1 Adet Mal 1 Adet alarmı 7.30'a ayarlanmış ama sessiz modunda bırakılmış cep telefonu 1 Adet Yatak Efendim malımızı önceki geceden milli maç var diye mübarek ramazan günü zındık olduğu için içirte içirte bayıltıyoruz. Bununla da yetinmiyoruz, o bayılmış haliyle gece gece elaleme facebook'dan bin tane mesaj yazdırıp ertesi gün "lan ben ne demişim" hissini verdirme görevimizi de yerine getiriyoruz. Sabahleyin bir ilkbahar sabahı güneşle uyandın mı hiç, çılgın gibi koşarak kırlara uzandın mı hiç'i söyleyerek uyandıktan sonra, çalması gereken cep telefonunu elimize alıyoruz. Tam bir his dolup içine uçuyorum sandın mı hiç derken telefonun sessiz'de kaldığını anlıyoruz. Geçen günlere yazık, yazık etmişsin gönül sen diyerek giyinip saate tekrar bakınca da saatin 9 olduğunu görüyoruz. Hiç istifimizi bozmuyoruz, zaten 9'da olman gereken işe yolculuğun 2 saat sürdüğü bir mesafe önümüzdeyken "Elalem ne dersin hadi hadi" edalarıyla yola çıkıyoruz. Y...