"Yoldan geçenleri izlerken "ne çok insan var" diye düşündüm. Hepimiz bi yerlere gidiyoruz, birileriyle konuşuyoruz, çalışıyoruz, dinleniyoruz. Ne kadar çoğuz. Hepimiz ne kadar çok kendimizi önemsiyoruz. Hayallerimiz var. Çok azımız uyguluyor hayallerini. Uğraşıyoruz yine de. Belli bir yaşa kadar bişey olmaya çalışıyoruz. Olamayanlarımız çocuk yapıyor, kendi olamadıklarını onlar olsun istiyor. Kafamızdaki olmak istediğimiz insan da farklı farklı. Genelde çok zengin olmak istiyoruz. Sıradan olmayı hazmedemiyor yine birçoğumuz. Özel olmalıyız, en azından bir kişi için. Kafasında olmak istediği kişiyi olamamış biri olarak, başka bir olamamış ile ilişkiye giriyoruz. İki sıradan insan birbirini ne kadar özel biri olduğunu hatırlatıp duruyor. Aralarında biri hatırlatmayınca ilişkiyi kesip, başka sıradana hatırlatması için arayışa giriyor. Uzun süre hatırlatanlar belli bi zaman sonra sıkılıp evleniyor, baktılar ikisi de birbirlerine bunu hatırlatmaktan sıkılmış çocuk yapıp onu dünyanın en özeli kılıyorlar. Seçildiği için annesinin babasının sıradanlığını aşmakla görevlendiriliyor. İstediği gibi biri olmak yerine, anne babanın kafasında olmak istediği ama olamadığı insanı olmak zorunda. Hayır demesi neredeyse imkânsız... Bu hayır diyemeyenler de büyüyüp, çabalıyor, olmuyor, birini buluyor, sıkılıyor, çocuk yapıyor... Bu kısır döngü böyle sürüp gidiyor, gittikçe artıyoruz."
Adam bir paragrafta hayatın anlamını anlattı yahu.
Adam bir paragrafta hayatın anlamını anlattı yahu.
Yorumlar