Ana içeriğe atla

Müzik siteleri nereye gider, müzik klipleri mi yoksa sadece müzik mi?

Neden müzik değil de müzik klibi mi? Çünkü şarkı sözü değil de müzik, müzik değil de müzik klibi, müzik klibi de değil mümkünse gerçeği yani konser.

Sıralamaya alırsak :

Yazı > Söz > Görüntü > Gerçek

Bunu yapan var mı ? Evet bir numaralı "müzik" dinleme ve izleme ortamı Youtube, bu akşam EST 8:00 p.m.'de Alicia Keys konserini canlı verecek. Alicia Keys dinleyen bir hayran, Youtube'e girdiğinde Alicia Keys'in herhangi bir eski kayıtlı şarkısını izlemek yerine genelde Alicia Keys'i canlı olarak izlemeyi tercih edecektir. Burada Alicia Keys örneğini, en sevdiğiniz sanatçı ile değiştirebilirsiniz.

Tüm iletişim araçlarında teknoloji bu şekilde devam eder, ve bir önceki özellikleri de barındırırlar.

Yani siz gerçekten bir konseri izlerseniz, şarkı sözlerini duyar ve söylenmesini izlersiniz.

Söz konusu müzik değil de diyalog diyelim :

Yazı > Söz > Görüntü > Gerçek
Mektup > Telefon > Videolu konuşma > Gerçekten görüşme


Söz konusu müzik ya da diyalog değil de medya diyelim :

Yazı > Söz > Görüntü > Gerçek
Gazete > Radyo > Televizyon > Gerçekten şahit olma


Dünya'nın en çok ziyaret edilen müzik sitesi hangisi ?

Last fm mi?

Peki Dünya'nın en çok müzik dinlenen web sitesi hangisi ?

Youtube...

Üçüncü boyut ile dördüncü boyut arasındaki fark da bu.

Boyutlar da çakralarınızın açılması gibi...

Birinci boyutta "taç çakrası"nda olduğu gibi varolduğunuzu ve öleceğinizi anlarsınız. Müzik söz konusu ise, müziği sadece siz söylersiniz ve siz söylemezseniz müzik olmaz.

İkinci boyutta "kaş çakrası"nda olduğu gibi etrafınızı görürsünüz. Müzik söz konusu ise, başkaları size müzik söyleyebilir.

Üçüncü boyutta "gırtlak çakrası"nda olduğu gibi kendinizi ifade eder ve iletişim kurarsınız. Müzik söz konusu ise, başkalarının söylediği müzikleri iletişim kurarak yönlendirebilirsiniz.

Dördüncü boyutta "kalp çakrası"nda olduğu gibi duygularınızla seçer, sever ya da sevmezsiniz. Müzik söz konusu ise, İsmail YK size iğrenç gelir ya da Sezen Aksu kraliçe olur.

Birinci boyut sanatçıların web siteleri diyelim. Kendi şarkılarını dinletirler.

İkinci boyut ilk müzik siteleri. Tüm şarkıcıları ve şarkıları index halinde seçebilirsiniz, ama aralarında bir sıralama vs. yoktur.

Üçüncü boyut modern müzik siteleri. Şarkıcıları ve şarkıları arayarak bulabilirsiniz, ve en çok dinlenilenler listesi, özel listeler ve şarkılara & şarkıcılara yorumlar olabilir. (Last fm gibi)

Dördüncü boyut ise modern web siteleri. Şarkıcıları ve şarkıları arayarak bulabilir, site size şarkı önerilerinde bulunabilir, site sakinleri beğendikleri ya da beğenmedikleri şarkıcılar ve şarkılar doğrultusunda bir trend yaratabilir, siz bu trendi günlük, aylık, yıllık ve tüm zamanlar seçeneklerinde detaylıca görebilir, hiç bir şekilde sevdiğiniz ya da sevmediğinizi ifade etmeniz engellenmez, tüm şarkılara çeşitli şekillerde (normal kayıt, konser kaydı, amatör kayıt, amatör şarkıcıların coverları) dinleyebilir vb. hemen hemen tüm Youtube özelliklerine ulaşabilirsiniz.

Budur :)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Neden Türk halkı Fenerbahçe'den nefret eder?

Sevgili Fenerliler, Sizinle hiç alıp veremediğim yok. Aranızda yığınla dostum, ağabeyim, çok sevdiğim insanlar da var. Ama Türkiye'deki herkes sizin başarısız olmanızdan neden mutlu oluyor biliyor musunuz? Çünkü siz her hafta şampiyonluğunuzu ilan ediyorsunuz. Rakiplerinizle dalga geçiyor, biri düzgün bir hareket bile yapsa "helal olsun" deme delikanlılığını gösteremiyorsunuz. Galatasaray ve Beşiktaş arasında bir rakabet olsa da, Galatasaraylı taraftarlar Beşiktaş maçına "Çarşı"yı yaşamak için gider. Onlar kazanırsa da "helal olsun" der. Geçen sene Beşiktaş şampiyon oldu. Galatasaraylılar olarak "helal olsun" dedik. Bu yıl Bursaspor kazandı, tekrar "helal olsun" diyoruz. Bunu sadece biz değil, Türkiye'de sizin dışınızda herkes yapıyor. Siz anonsçuyu günah keçisi ilan ederken, geçen sene küme düşmekten takımını kurtaran ve bu yıl tarih yazarak şampiyon yapan Ertuğrul Sağlam'a bir "helal olsun" demekten acizsiniz. Si...

30 yaş sonrasında yalnızlık

Yalnızlıkta kayboluyorum bazen. Avucumdan kum tanesi gibi akıp giden zamanın peşinden akan gözyaşım da yok. Mâlikanesi ise hiç yok... Ölümle hayatın varolduğunu keşfetmeye yolalmış nefsime, nefes atışlarıma eşlik edecek kadar deli başka bir mahlukat bulamadım henüz. Belki de bu yüzden yalnızlığı seçiyorum. Geceleri aynı televizyon kanallarını seyredip, sonra bilgisayara dönüp, oyun oynayıp, beraber dergi okumayı istediğim herhangi biri yok. Bunları sanırım en iyi kendimle yaşıyorum. Kalabalık bir şehrin kalabalık yollarında vakit öldürüp, kalabalık bir şirketin kalabalık diyaloglarına uyanık hayatımın %80'ini adamışken, geride kalan %20'de kendimle başbaşa vakit geçirmek istiyorum sanırım. Bazen herşeyden uzaklaşıp, çiftliğe gidip, orada atlarla yaşayasım geliyor. Ama, çiftliğe gidip orada 6 saat geçirdikten sonra da atların boku, sivrisinekler, keneler, cırcır böceklerinin hipnotize edici cırcırlamaları ve daha nice yeni sorun da üretebiliyorum kıçımdan. İlişkiler de böyle. B...

Özlemiştim

Özledim şarkılar bestelemeyi, Şiirler yazmayı, Resimler çizmeyi, Hikayeler uydurmayı... Nefesime alıp ilhamı da, Atmayı özledim basitçe. Duyguların denizlerinde derinleşmedikçe, En dibinden kumlarını çıkartamıyor insan. Batmalısın ki dibine kadar uzanabilmelisin, Boğulmaktan korkamamalı hatta ölebilmelisin. Karmaşık duygularla değil, Kesin hislerinle anlatmalısın. Aşktan bezdirenleri değil de, Aşka umut verenlere anlatmalısın. Rüyalarında O'nu görmeli, Dualarında düşler kurmalısın. Özlemiştim şarkılar bestelemeyi, Şiirler yazmayı, Resimler çizmeyi, Hikayeler uydurmayı... Nefesime alıp ilhamı da, Atmayı özlemiştim basitçe. Oh be!