Ana içeriğe atla

Eski sevilene bir mektup...


Sana küs değilim.

Seni seviyor muyum yoksa nefret mi ediyorum arasında karar veremediğim için senden uzak duruyorum.

Bir yandan benim için yanlışsın.

Değerimi bilmeyen, aslında fena bir arkadaşımın eski sevgilisisin, gözümün önünde bıkmadan yığınla insanla beraber olan insansın. Çıkarcılsın, kendini düşünensin, insanları affedemeyensin, seni gerçekten sevebilenleri sevemeyensin.

Bir yandan da seninle olmak istiyorum.

Seninle sevişmemizin ikimiz için de sevişme kariyerlermizin en iyisi olacağına adım gibi eminim. Her şeyini biliyorum, her halini, her hissini, her davranışını, her duygunu, her düşünceni... En sevdiğin dokunuşları, en sevdiğin kelimeleri, en sevdiğin bakışları, en sevdiğin kokuları, en sevdiğin şarkıları, en sevdiğin filmleri, en sevdiğin dostlarını ben de biliyorum ve onları ve bunları ne yazık ki ben de seviyorum.

Seninle yan yanayken seni öpememek dışında hiç bir sorunum olmuyor hayatımda. Hayatımın en yenik anında bile yanında olmaktan zevk aldığım tek insansın. Bana şarkı yazmayı bıraktıktan sonra şarkı yazdıran, bana aşka inanmaktan vazgeçtikten sonra aşık eden insansın. Lakin şarkı yazmak aşıklıktır. 100 yıl önce olsa, sırtıma sazı alır, şehir şehir dolaşır, beni sevemedin diye kahvehane kahvehane dolaşır şarkılar söylerdim. Benim için işte böylesi bir imkansız aşksın. Belki de bu yüzden o kadar aradan sonra aldığım gitarımı senin evinde bıraktım ve bir daha elime almak istiyorum.

Sen ki o gitarın anlamını bile bilmiyorsun. O gitar benim tekrar sevebileceğimin kanıtıydı. Ama bende durmamalı, ben görmemeliyim o gitarı artık. Çünkü tekrar sevebilmek diye bir şey yok.

Bir yandan da seninleyken acı çekiyorum.

Senin hiç severken seni sevmeyen bir insanın olmadı. Ya o insanı gittin elde ettin, ardından seni göt etti bir nevi ve nefret ettin ya da unuttun gittin. Seveni sikerler, sikeni severler diye bir laf vardır ya. İşte senle ben bu denklemde hep kaybedenim. Aramızda senin eski sevdiklerin seni sevmemiş, sen de seni seveni sevememişsin. Ama ben halen sevdiğimin beni sevemediği noktadayım.

Sen olmaması gereken bir ilişkisin ve seninle bir ilişki yaşamamam gerektiği gerçeğini kendime kabul ettiremiyorum halen. Bu yüzden bu acıyla uzaklaşıyorum senden.

Bir yandan üzülüyor, bir yandan kurtuluyorum senden.

Sana konuşmayarak, seninle dolaşmayarak, seninle gecelerde içmeyerek, senin beni sevememeni ve bana önem göstermeni yaşamayarak hayatımdaki en büyük dertleri yokediyorum aklımdan.

Parasız dönemimde, parasızlığım değil, sendin derdim. Senin yüzünden üzülüyor ve kızıyordum herşeye. Senden sonra, hiç bir şeye kızmadım, yeni bir işim oldu, babamla barıştım, yeni devasa evim oldu, anneanneme bir bakıcı bile tuttum, gelirim 7-8 katına çıktı ve bir nevi huzura erdim.

Hüzün güzel bir şey değil.

Sen de bir eski sevdiğim olarak bir hüzünsün benim için.

Bu yüzden seninle dost olamam.

Özür dilerim.


Çünkü dinleyemem seni.

Dinleyemem yeni tutulduğun erkekleri, en son seviştiğin muhteşem adamları, bensiz nasıl eğlendiğini, ya da beni dost olarak ne çok sevdiğini.

Özür dilerim.

Ben seninle dost olmak istemiyorum.

Sen de bu itiraflarım sonrasında benimle dost olmak istemeyeceksin.

Ama aklını temizlemek, bir daha da bana tekrar bir şeyler söylemeni engelleyebilmek için sana değin sırrımı açıklamak zorundayım.

Mutlu olman dileğiyle...

Tanrıya inanmam gerçi, ama mutlu olman için dua ediyorum inan ki.

Hoşçakal.

Yorumlar

osakin dedi ki…
şöyle diym...ilk birkaç paragraftan sonra okuyamadım....sonuna doğru tekrar göz atmaya cesaret ettim.
Adsız dedi ki…
onur, seni sevmeyen ölsün diyorum gönülden de söylüyorum. sen hayatımda tanıdığım en mükemmel insansın. ben de senin mutlu olman için dua ediyorum.
osakin dedi ki…
...okuyabildim. her bokla yüzleşmeye zorluyorsun insanı. tamamdır.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Neden Türk halkı Fenerbahçe'den nefret eder?

Sevgili Fenerliler, Sizinle hiç alıp veremediğim yok. Aranızda yığınla dostum, ağabeyim, çok sevdiğim insanlar da var. Ama Türkiye'deki herkes sizin başarısız olmanızdan neden mutlu oluyor biliyor musunuz? Çünkü siz her hafta şampiyonluğunuzu ilan ediyorsunuz. Rakiplerinizle dalga geçiyor, biri düzgün bir hareket bile yapsa "helal olsun" deme delikanlılığını gösteremiyorsunuz. Galatasaray ve Beşiktaş arasında bir rakabet olsa da, Galatasaraylı taraftarlar Beşiktaş maçına "Çarşı"yı yaşamak için gider. Onlar kazanırsa da "helal olsun" der. Geçen sene Beşiktaş şampiyon oldu. Galatasaraylılar olarak "helal olsun" dedik. Bu yıl Bursaspor kazandı, tekrar "helal olsun" diyoruz. Bunu sadece biz değil, Türkiye'de sizin dışınızda herkes yapıyor. Siz anonsçuyu günah keçisi ilan ederken, geçen sene küme düşmekten takımını kurtaran ve bu yıl tarih yazarak şampiyon yapan Ertuğrul Sağlam'a bir "helal olsun" demekten acizsiniz. Si...

30 yaş sonrasında yalnızlık

Yalnızlıkta kayboluyorum bazen. Avucumdan kum tanesi gibi akıp giden zamanın peşinden akan gözyaşım da yok. Mâlikanesi ise hiç yok... Ölümle hayatın varolduğunu keşfetmeye yolalmış nefsime, nefes atışlarıma eşlik edecek kadar deli başka bir mahlukat bulamadım henüz. Belki de bu yüzden yalnızlığı seçiyorum. Geceleri aynı televizyon kanallarını seyredip, sonra bilgisayara dönüp, oyun oynayıp, beraber dergi okumayı istediğim herhangi biri yok. Bunları sanırım en iyi kendimle yaşıyorum. Kalabalık bir şehrin kalabalık yollarında vakit öldürüp, kalabalık bir şirketin kalabalık diyaloglarına uyanık hayatımın %80'ini adamışken, geride kalan %20'de kendimle başbaşa vakit geçirmek istiyorum sanırım. Bazen herşeyden uzaklaşıp, çiftliğe gidip, orada atlarla yaşayasım geliyor. Ama, çiftliğe gidip orada 6 saat geçirdikten sonra da atların boku, sivrisinekler, keneler, cırcır böceklerinin hipnotize edici cırcırlamaları ve daha nice yeni sorun da üretebiliyorum kıçımdan. İlişkiler de böyle. B...

Özlemiştim

Özledim şarkılar bestelemeyi, Şiirler yazmayı, Resimler çizmeyi, Hikayeler uydurmayı... Nefesime alıp ilhamı da, Atmayı özledim basitçe. Duyguların denizlerinde derinleşmedikçe, En dibinden kumlarını çıkartamıyor insan. Batmalısın ki dibine kadar uzanabilmelisin, Boğulmaktan korkamamalı hatta ölebilmelisin. Karmaşık duygularla değil, Kesin hislerinle anlatmalısın. Aşktan bezdirenleri değil de, Aşka umut verenlere anlatmalısın. Rüyalarında O'nu görmeli, Dualarında düşler kurmalısın. Özlemiştim şarkılar bestelemeyi, Şiirler yazmayı, Resimler çizmeyi, Hikayeler uydurmayı... Nefesime alıp ilhamı da, Atmayı özlemiştim basitçe. Oh be!