Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ağustos, 2008 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Aşk

Hadi gel aşkı anlat bana, De ki kayalıklar üstünde, Dolaşmak değil de yiyorsa! Aşk tek başına özgürlük değil de. Hadi gel cenneti anlat bana, De ki ormanların içinde, Kaybolmak değil de yetiyorsa! Aşk sonsuz özgürlük değil de. Cennete gittim sensiz bilmesen de, Mutluluğu gördüm istemesen de, Yaşamı hissettim bilmesen de, Huzurluydum göremesen de. Gece yalnız bir şekilde süner, Rüzgar biter ve yaşam da biter. Küçük ve saf bir ümit de söner. Aşk parladığı alevle biter. Sevgiyi anlatamam ben sana, Bilemezsin ne güçlü olduğunu. Aşkı anlatamam ben sevdana, Anlayamazsın ölümsüz olduğunu.

Değer

Her aşk hüsranla bitse bile, Yaşandığına değer, Yaşanıldığına değer, Her aşk yaşanılmaya değer. Bilemezsin kimin nasıl olduğunu, Anladın mı ki senin kim olduğunu? Bazen yalnızlığı bazen de umutsuzluğu, Anladın mı ki hayatın çok garip olduğunu? Her aşk hüzünle bitse bile, Üzülmeye değer, Değer ulan değer! Her aşk hüzne değer. Mutlu mu olurdun acı çekmeden ? Hiç aşkı düşünmeden, hiç sevemeden ? Yalnız kaldığında keşke sevseydi diyemeden ? Sarhoş olduğunda keşke sevmeseydim diyemeden ? Her aşk acılarla bitse bile, Acı çekmeye değer, Evet acı çekmeye değer! Her aşk acı çekmeye değer. Adam olur muydun değer bilemeden ? Üzüleni anlamayıp hisleri farketmeden? Kendine insan der miydin o acıları çekmeden? Şimdi şükran et kalbindeki son sevgi gitmeden. Her aşk bitse bile, Değer, Değer! Her aşk bitse bile değer.

Hayat Kaldığı Yerden Devam Eder

Ve yaz biter her giden sevgili gibi, Ateşle başlayıp elimde kalan külleri. Tüfeğimde kurumuş baruttum ben, O da yarattığım Tanrı'nın ilahi kudreti. Hayat kaldığı yerden devam eder, Bazen heyecanlandırır bazen üzer, Kimi zaman rezil kimi zaman vezir eder, Ama hayat kaldığı yerden hep devam eder. Ve gün gelir her gelen sevgili gibi, Yüreğimde tarifi olmaz bir güz ateşi, Yazın sonunda olsa da sımsıcacık, Bedenimde yeni bir coşkunun asaleti. Hayat kaldığı yerden devam eder, Yine, tekrar, bıkmadan dans eder. Gözlerini kısıp yüreklere iner, Ama hayat kaldığı yerden hep devam eder. Ölenle ölünmez, Düşenle düşülmez, Yıkılanla yıkılmaz, Hayat kaldığı yerden devam eder.

Teşekkürler

Yaşadıysam senden sonra, Bu ayaktayım demek değil. İnandıysam şiirlerimin rüzgarı yönettiğini, Bil ki sebebi sen değil. Yazdıklarını okurken, Her seferinde bıkmadan, Harfi harfine aşkı yaşıyorum, Bir kez daha bıkmadan, Seni kalbimde yaşıyorum. Yaşlanmanın güzelliğini, Keşfediyorum yaşlandıkça. Artık düşünmüyorum insanların benim hakkımda ne düşündüğünü. Sonunda kendimi özgür hissediyorum. Biliyorum ki her geçen saniye, Tüm dünyayı tersine çevirmek için bir şanstır, bunu anlıyorum. Sen bana şeytanı öğrettin, Ama Tanrı'yı da öğrendim sayende. Teşekkür ederim. Beni, Tahmin ettiğimden, Çok daha fazla, Güçlü kıldığın için.

Adalar

Adalara gittim bir kaç gece önce, İçkili, sucuk ekmekli bir teknede, İçmedim, yiyemedim pek bir şey. Gece ve adalar bana yetti. Neresinden bakarsan bak güzel olan, Neresinden tadarsan tad leziz olan, Neresini yaşarsan yaşa unutulmaz olan, Tek şehir belki de İstanbul. Sıcak ve terli bir gündüzünü sonlandırır, Denizi okşayarak gelen rüzgarın esintisi. Ay aydınlatır şehri, cılız kalır ışıklar. Tek bir tasa bile kalmadan yaşanır o an. Adalara gittim bir kaç gece önce, Yorgun günün derdi ve nefretiyle, Sustu haftanın yorgunluğu, Konuştu gece ve adalar.

Gıda Zehirlenmesi

Formül : 1 Adet Mal 1 Adet cuma akşamı alınmış ama kalori almayayım diye yenilmemiş peynirli börek. 1 Adet cuma akşamı alınmış ama kalori almayayım diye yenilmemiş kıymalı börek. Efendim malımızı pazartesi günü erkenden uyandırıyoruz. "Hazır erken de kalkmışım bir kahvaltı yapayım düzgün de gün boyu dinç olayım" düşüncesini hıyarın beynine sokup saf bir zırtopoz haline getirdikten sonra; mikro dalga fırında börekleri 1 er dakika ısıtıyoruz. Saat sabah 6'da yediğiniz zehirin vücudunuza dağılması en fazla 1 saat alacaktır. Saat 7'de tuvalete koşturacak, bir yanardağı patlama seviyesinde sulu, kalın, ince, envai çeşit renkli tüm şekil bokları sıçacak sonra yatağa yığılıp kalıcaksınız. 1 saat sonra tuvalet terapimiz kaldığı yerden devam edecektir. Kalın bağırsağınızın artık atabileceği bir şey kalmayınca da, iğrenç bir mide bunaltısıyla kusmak isteyeceksiniz ama kusamayacaksınız. En azından söz konusu malın kusma becerisi olmadığı için bu durum geçerli. Eziyet ve ızdırap

Nothing is like you

I might seem to cherish each woman like a fool, There may be a story between me and you, But you must know how badly I've missed you, In this world of wonders nothing is like you. Nothing is like when you lay beside me, Nothing is like when I feel your touch, Nothing is like when you know how I feel, Then torture my heart waiting for you. Nothing is like you... Nothing is like you... Nothing is like you... Nothing is like you.. http://nerval.dmusic.com/music/download/293453/.07e3c7c9

Dance

Tonight I need to make it happen, However I taught you were my angel. It is something I've never felt. Would you be mine forever? You should understand how I am, Then you should see what I really am, My reflection just blinds all mirrors, I'm just another king of hell. Dance and dance, Like you never danced before. Dance and dance, This is the rhythm of your soul. You must not believe me, Don't try to love me, Just hide from me, Then I'll let you free. My body is my lonely castle, My house, my boundless hustle, My mind is my own trouble, My thoughts are the end of bubbles. Dance and dance, Like you never danced before. Dance and dance, This is the rhythm of your soul. Let me know you, Let me live you, Let me feel you, Let me be your soul. Dance and dance, Like you never danced before. Dance and dance, This is the rhythm of your soul

Aşk Tek Kişilik Bir Oyun

Fasılda gelen ilham.

Susar mısın benim için ?

Senden başka aşkı düşlemeyi istedim, Ama geri döndüm yine seni sevdim. Sustuğunda o kadar güzelsin ki sevdiğim, Beni hayata döndüren inan ki sensin. Bazen bir umuttur mutluluklarla yaşamak, Hiç dert etmeyip kafamı yastığa koymak. Hayır demeyi bilip hunharca yaşamak. İçimdeki en son güçtün sevgilim. Şimdi yorgun argın, Senden uzakta kırgın, Herşeyinle seni yaşayıp, Malesef salakça ayrıldım. Susar mısın benim için ? Hiç bir şey sormadan... Anla aşk benim için. İmkansızı kovalamak... Susar mısın benim için? Bana lazım olan ellerin. En seni sevdiğim anda bedenin. Seviyorum yine dedirten gözlerin. Aşk imkansızdır benim için. Ulaşılmamalı, sevilmemeli, Özlenmemeli ama unutulmamalı, Sevilmeli, sevişilmeli, evlenmeli. Ben ne anlarım be aşktan? Arabaları kovalayan, Köpekler gibiyim, Ulaşınca da anlamam.

Hayırsız

Geldiğimden haberdar değilsin, Yaşadığımı söyle bilir misin? Ruhum sakin bedenim miskin. Bilmek istediğim niye gittin? Beni sevmeyen her kadın orospudur bilirim, Beni aldatmıştır diye sahtece hissederim, Gökyüzüne şimşeklerimi çakıp yad ederim, Keşke sevseydi diye içimden geçiririm. Dön desem de bana dönemezsin. Sev desem de asla sevemezsin. Ama kadehimdeki içki sensin! Gecem sızınca son nefesimsin. Yalnızlığım yıkamadığım son duvarım, Balyozları vurup da umursanamadığım, Yel değirmenlerine karşı da şapşallığım, Bu belki de sana yazdığım son satırım. Seni sevdim, Çok sevdim, Ölesiye sevdim. Keşke sevmesiydim.

Bagatur'a yapılan faul

Bu akşam size bir atın karakterinden bahsedeceğim. Gördüğünüz yarış 6 Ağustos 2008'de İstanbul Veliefendi'de koşuldu. Yarışta son düzlüğe girerken Ahugöz'ün jokeyi Mehmet Kaya, benzerine az rastlanan bir faul yaptı. Eliyle, atın suratına dokunarak kamçı vurdu. Yanlış anlamış olabilirsiniz tekrarlayayım. Ata binen, mesleği ata binmek olan, bu canlılardan ekmek parasını kazanan bir insan evladı; yarış sırasında koşmakta olan bir atın üstüne yüklenmek, kamçıyı ucuyla dokundurmak bir kenara ... Eliyle atın suratına vurdu, kamçıyı da gözüne patlattı. Sen bir insansın. Depar at. Koşabildiğin en yüksek hızda koş. Bende yanında koşayım, koşarken suratına patlatayım. Yere düşersin, ters basarsın ayağın kırılır. Alex Solis çirkef bir jokeydir. Bunu söyler de. Atlara bindirir, kamçı atarken ucuyla çaktırmadan diğer atın sağına soluna vurur. Ama bu kadar düşmemiştir. Peki Komiserler Kurulu ne yaptı da beğenirsiniz ? İhtar bile yok. Tekrarlıyayım anlayamadıysanız. Eliyle bir atın suratı

Saygı duymayı bilmeyenler, köpek gibi sürünmeyi hakeder.

Tarihine saygı duymayanlar, Tarihin silinen sayfaları arasında yer alırlar. Nefret ettiğim Türk Futbol Ligi hakkında sanırım ilk yazım bu, Uzun dönemden sonra. Biz Dünya'nın en boktan insanlarıyız. Tüm Dünya üzerinde bizim kadar birbirinden nefret eden, Birbirinin kuyusunu kazan, birbirine eziyet eden, Birbirine kötü davranan ikinci bir toplum yoktur. Afrika'da çocukların ellerine silah verip savaştıranlar bile, Daha fazla merhamet ve görgü sahibidir. Sen Emre Güngör'ünü, Emre Aşık'ını feda ettin; Fernando Meira diye. Sen Aydın'ını, tüm PAF takımını feda ettin Kewell ve Lincoln diye. Sen Uğur'unu, Sabri'ni feda ettin "sağ bek transfer isteriz" diye. Sen Ümit Karan'ı, Nonda'yı ve Hakan Şükür'ü feda ettin "doğru düzgün forvet isteriz" diye. Arda'na bile, -pardon- futbol oynayan en iyi Türk futbolcuya bile, maaşından tut konumuna köpek gibi davrandın. Sonra senden bir bok olacağını mı sanıyorsun ? Hayır olmayacak. Galatasaray

Zincirlerimi açan

Çok tehlikeli bir adamım sanırım. Hiç bir hissi yerinde durmayan. Kızınca ortalığın amına koyan, sevince en aşık romantikten daha çok seven beter bir lavuğum. Bu üst limitlerde yaşadığım yaşamda, erken ölürsün diyorlar habire. Rakı limitlerimi aşıyor. Gerek iş yerinde, gerek ilişkilerde; sebep ve sonuç bu. Hayatımda nadiren ilişkiye başlayabildim sarhoş değilken. Hatta galiba hiç olmadı. Hayatımda da hiç bir iş başvurusunu ayık kafayla yapmadım. Hiçbirinden de red almadım o ayrı konu. Ama iş yaşamı garip, hep itaat etmek zorunda kalıyorsun. Ama rakı zincirlerimi kırıyor. Sonsuz güçte en iyi fikirlerimi, şiirlerimi, hikayelerimi, senaryolarımı, şarkılarımı sarhoşken yaratabiliyorum. Bazen diyorum. Sarhoş gelsem işe bin kişi öle böle davranma der ama; ben gibi davranırım. Ben gibi olmak sorun. Ben çok tehlikeli, çok başarılı, kaybetmeyen, habire kazanan, kazandıkça da götü kalkıp en daniskası gelse; "sikimin kenarı değilsin" deme cesaretine sahibim. İyi ki ayığım gündüzleri. Ge

The best movie dialogue that has ever existed

Gordon: Is he said anything yet? Joker: Evening ... Commissioner... Gordon: Harvey Dent never made it home. Joker: Of course not. Gordon: What have you done with him? Joker: Me? I was right here! Who did you leave him with, hmm? Your people? Assuming of course, that they are still your people; and not Maroni's. Does it depress you Commissioner? To know just how alone you really are...? Does it make you feel responsible for Harvey Dent's current predicament words? Gordon: Where is he? Joker: What's the time? Gordon: What difference does that make? Joker: No, depending on the time, he may be in one spot, or several. Gordon: If we're gonna play games... I'm gonna need a cup of coffee. Joker: Aah, the "good cop, bad cop" routine? Nch!? Gordon: Not exactly. Joker: Ouh, ahh.. Never start with the head, the victim gets all fuzzy. He can't feel the next. Joker: See? Batman: You wanted me? Here I am. Joker: I wanted to see what you'd do. And you didn't

Rihanna

Dünya'nın en güzel şarkıcısı.

Türkiye'de internet

Bu güzel resim broadband internet hızımızın temsili. Bu da internete ödediğiniz paranın temsili. Sadece benzinde değil, halkı her konuda kazıklama konusunda üstümüze yok. Dünyanın en yavaş ve en pahalı internetine para ödüyorsun ey internet ahalisi.

Kent Desormeaux

Bursa'da bir koşumuz vardı, Halis Karataş atımıza binmiş ve rahat kazanmıştı. Babamla İstanbul'a geri dönerken, arabalı vapurda Halis, menejeri, ben ve babam bir muhabbete tutuştuk. Halis Arabistan'daki kariyerini ve Dettori ile karşılaşmalarını anlattı. Kendini daha üstün hissetmişti, zaten bu ülkenin en iyi jokeyi de böyle hissetmeliydi. O'na Amerikan yarışçılığını sordum, doğal olarak çok bilmiyordu. Keşke dedim içimden, Halis Amerika'yı da keşfetseydi şu an Dünya'nın en iyi jokeyi olurdu. Türkiye'de de O'nu kimse tutamazdı. Kent Desormeaux kimdir ? Bu baba daha 28 yaşındayken Real Quiet ile Kentucky Derby'i kazandı, bu yıl gene Big Brown ile kazandı. Kaliforniya maceramdan dolayı oraların kralı Alex Solis'e saygım sonsuz, ama bu fırlamayı topu topu 2 kez seyretme şansına ulaştım. Hayatımda böyle bir jokey görmedim. Sahaya gelişi, duruşu, yarışa bakışı, yarışı kazanmayı isteyişi, mesafe tanımadan o müthiş gücü ve gülümsemesi ... Dettori Avrupa

Zebralar ve zürafalar da yarışsın.

Arada bir mallık edip sorarlar bana. Arap atları hakkında ne düşünürsün diye ? Ne düşünebilirim ? Sen atları eşit varlıklar olarak görmeyip, genelde ingilizden "gizlice" kırma olanlara yarış düzenleyip bunların nasıl koştuğuna bakıyorsun. Medeni ülkelerde kural ne atların koştuğu koşularda atlara değin ? Yok. İstersen zebra koy, istersen zürafa. Madem Arap atları çok mühim, zebralar da mühim anasını satayım. Hatta Zürafalar, katırlar, eşekler. Buyrun hepsi için ayrı bir koşu düzeneği oluşturun. Belli bir mesafeyi en hızlı koşabilen hayvanın yarışında saçmalamayın en azından. 100 metre koşusu var, sen Carl Lewis gibileri koşamaz diyorsun, ırkçılık yapıyorsun, sadece Japonlar koşacak diyorsun. Olmaz anam olmaz. O'nun adı yarış değil, düzenbazlıktır. Cirit oyunları için kullan Arap atlarını, ne işi var koşu pistinde ? Böyle saçmalık mı var ? Sonra kanını kırıp, at müthiş bir yarış yaşamı sonunda ne olduğu belli olmasın diye öldürüyorsun hayvancağızı. O zaman bana atları sevm

Chivas Regal

Dünya'nın en güzel içkisi, viskisi, gel pisi pisi.

Dailymotion'un kapanması

Dün Dailymotion'dan bir klip koydum ki, o'nun da kapandığını öğrendim. Atatürk saçmalığını atmasınlar. Youtube'de de Dailymotion'da da Atatürk diye aratın, sadece Atatürk'ü öven videolarla karşılaşırsınız. Bir de Tayyip diye aratın ? Bu yüzden kapatılır video siteleri.

Adriana Lima #2

Dünya'nın gelmiş geçmiş en güzel kadını.

Rest and View

Los Angeles, Reseda ... 2005 yılı sanırım bunu çektiğim. Amerika Birleşik Devletleri sınırı içerisinde en beğendiğim nokta burası desem abartmam. Burası benim hayatım, ilhamım, dertlerimde yanına gittiğim, otururken ağladığım, güldüğüm, dostlarımı davet ettiğim ama değerini anlamadıkları, hayatımın sonuna kadar herhalde otursam bıkmayacağım yerim. Buraya gitarımla gittim, kalem kağıtla gittim, gündüz gittim, gece kapıyı açıp (Ulusal Park içinde bu yer) gittim. Güneşin doğuşunu izledim, batışını izledim.  Yüzlerce kez sevişseniz bir kadınla bir yer size bu kadar zevk veremez.  Burası beni fotoğraf çekmeye aşık etti, içimde yitirmiş sanat ruhunu alevlendirdi; halen de tüm şiirlerimi, şarkılarımı, hikayelerimi -bir boka yaramasa da- buraya borçluyum. Hala seviyorum, ve çok özledim.

İstanbul Ninnisi

Uyu İstanbul'um uyu. Sokakların sessiz, Gürültüsüz, nemsiz, Yalnızlığa dair olsun. Korna gürültüsü olmadan, Sokaklarında kimse yürümeden, Martılar bile rahatsız etmeden, Uyu İstanbul'um uyu sessizliğe gömül. Sana bir ninni okusam, Gecelerin değişir mi? Kovar mısın travestilerini? Peki torbacılarını, tinercilerini? Gece uyutmayan o polis sirenlerini? Yokeder misin katillerini ? Peki haraçcılarını, mafya müsvettelerini? Gece yarısı sokağa döken o depremlerini? Uyu İstanbul'um uyu. Sadece ben olayım rüyanda, Sokaklarında, bahçelerinde, Boğazında, caddelerinde... Uykusuz kalanlar korkacaklar, Işıklarını yakmaya inan. Seni rahatsız etmemek için, Sen mışıl mışıl uyu diye. Sana bir ninni okusam, Gündüzlerin değişir mi? Köle pazarları kalkar mı ? Herkes olması gerektiği gibi; Şair, şarkıcı, ressam, heykeltraş olur mu ? Sadece aşk yaşanır mı ? Aşkın olması gerektiği gibi; Alışmadan, saygı duymadan, tutkuyla aşık olunur mu? İyi uykular İstanbul.