Ana içeriğe atla

Kayıtlar

öteki boyut etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Külkedisi, Pamuk Prenses ve Clementine ile bir altın günü

Yıl kıştan kurtulsa da ben kıştan kurtulamamış ve şifayı kapmış bir şekilde pazartesi günü evde yatakta yatıyordum. Hapşırmalarım arasında gözlerimin önünde uçuşan kelebekler, kuşlar ve yıldızlar "içmeden böyle kafa olunuyormuş" hissi uyandırırken mübarek kapım çaldı. Zar zor yataktan kalkarak kapıyı açtım ve o embesil fantezi dünyamın mal karakterleri bir bir belirdi karşıma. Külkedisi ve pamuk prenses sedyede hareketsiz yatan bir kızın üzerine börekleri, çörekleri ve örtüleri koymuş içeri daldılar. "Hohooyt! Hoş geldik, sefalar getirdik!" - Tamam sen külkedisisin, sen de pamuk prenses. Peki bu sedyedeki hatun kim? Külkedisi atıldı : "O Clementine! Gözü kalmasın diye getirdik!" - Yazık günah değil mi felçli kıza, bırak bir köşede. - Ah canııım. Yazık günah olan psikopata bağlamış bir çizgi filmi izleyen zavallı çocukluğun. Başımın etrafında hala kelebekler, kuşlar ve yıldızlar uçuşuyorken salona geçtiler. "Ay bak sene ne haberlerim var Onur" ded

Yavşak Süpermen

"Yumurta mı yarasadan çıkar, gergedan mı zürafadan?" paradoksunu yaşayarak uyandığım bir sabahtı. Horoz beni o artık ilkokul seviyesine düşmüş esprisiyle "Ben işime bakarı... gergedan?.." şeklinde bir ikilem yaşarak uyandırırken, tavuk "Benim doğurduğum civciv salaklar!" diye isyan ediyordu. Önceki gece yağmur sertçe bastırmış, gökyüzü gürlemelerinden ve şimşeklerden zar zor uyumuştum. Sular seller götürmüştü tabir-i caiz ise İstanbul'u. Uyandıktan sonra pencereden dışarı baktım ... O da ne? Vay anasını skim! İstanbul Venedik'e dönmüş, tüm sokaklar nehir olmuştu. 7'inci katta oturduğumdan bana bir şey olmamış, 6'ıncı kata kadar yükselen sular aklımda bir kıyamet senaryosunu uyandırmıştı. Derken kayıkçıları eski Osmanlı kıyafetlerini giyen bir Sultan kayığı tam penceremin aşağısında durdu. Kayığın en önündeki bağırdı : "- Padişahım, atlayın; sizi kurtarmamız gerek!" Sıçtığımı anlamıştım. "Kimsiniz ulan siz?" dedim aniden.

Hazreti Melih Gökçek

Hayatım boyunca kendime bir idol, bir kahraman, bir muhteşem insan aradım durdum ama başarılı olamadım. Batman uçmuyordu. Süpermen ve Örümcek Adam zengin değildi. Wolverine'in bile salakça bir sakalı vardı. Ama muhteşem adamı, hatta kusursuz adamı beni çocukluğuma, hatta anaokulu günlerime gönderen ulu önderim Melih Gökçek'de buldum. Anaokulu günlerimden bu yana ilk defa olgun bir insan kendisine "Beyefendi şunları bunları yaptınız" diyen Dalai Lama kılıklı adama karşı kulaklarını baş parmaklarıyla kapatıp "Tadadada dada!" diyip dilini çıkartabildi. Ertesi gün çekinmedi üzerinde o adamın ve başka kurumların isimlerini yazan balonları basın önünde bir bir iğneyle patlattı. Bu benim düşünü kurduğum ama yapamadığım, hayalleri hala ölünce gideceğim cennetin bir köşesini süsleyen fantezilerdi. Ama bu muhteşem adam bunları yaptı. Melih Gökçek yarın "Mislam" diye bir din kursun o "Mislam" denilen dinin ilk kulu olurum. Melih Gökçek bana "Bi

Süpermen, Betmen, Örümcek Adam ve Ben

Kurban bayramında ciğerimi içki endüstrisine kurban verdikten sonra, pazar gününü biraz daha sakin geçirmeye karar verdim. En başta sabahleyin kiliseye giderek şehirdeki tüm yalnız turist ve bekareti fazla önemsemeyen kadınların telefonlarını "senin için din değiştirmeyi düşünürüm biliyor musun?" diyerek aldım. Sonrasında da "Mal mıyım ben hatunların telefonları bende durursa ne yapıcam?" diyerek telefonlarını iade edip telefon numaralarını aldım. Şimdi düşünüyorum da keşke ben de kalsaydı o telefonlar. Sokakta paraya bozdurup o parayı görevini sadık bir şekilde yapan Dünya'nın en eski mesleğini yapan muhteşem kadınlara verebilirdim. Ancak bunun yerine o küçük mumlardan satın alıp, kiliseye de üç beş kuruş katkıda bulunup mumları Meryem Ana heykelinin önündeki adak yerine diktim. Hayatta bazen önemli maceralar yaşarsınız ve bu maceralarda hedefiniz bellidir. Everest' in tepesine Galatasaray bayrağı asmak, Boğaziçi Köprüsü'nden Boğaz'a işemek, 23 katl

Kurbanlık koyunun laneti

Yıllardır devam eden bir gelenek vardı. Koyunlar toplanıp, genelde otoban ve körüklü otobüslerin geçtikleri yol güzergahlarında "Kurbanlık koyun bulunur" yazılı pankartların arkasında yalnız ama aziz bir şekilde bulunurlardı. Her ne kadar onlara bakan ve alan insanlara "meeeeeee" deseler de içlerinden "ibneeeeeeeee" diye bir ses çıkardı. Hazreti İbrahim'in oğlunun kellesini kesme psikopatlığından binlerce yıl geçmiş (ulan baban senin kelleni kesmek istiyor yeni bir tanrı için, büyüdün diyelim. Elinde bir bıçak var ve senin kelleni "Buyrun yahve" diyen bir adamla karşı karşıyasın, ne yaparsın? (o dönemde Allah'ın adı Allah değil Yahve idi hatta Yahudiler "tetragamon" diyorlardı (söylenemeyen dört harf) ne çok iç parantez girdim ulan. )))) (Bir tane parantez fazla oldu galiba) Olmasına rağmen ? (Cümlenin şeklini kaçırdım şimdi, bir çeşit isim ya da sıfat tamlaması ama tamamlıyamıyorum şimdi) Neyse konuyu dağıtmayalım. Bir koyunun

Fransa Başkonsolosu Alex Du Pain ile bir akşam yemeği

Yorgun ve uzun geçen bir günün bir akşam üstüydü. Türkiye'deki Fransa Başkonsolosu Alex Du Pain'in evinde akşam yemeğine oturmuş "Ne arıyorum ulan burda?" diye salonda gözlerimi açmış düşünüyordum. Az sonra içeri Alex Du Pain üzerine ipek robdöşambrını giymiş elinde viskisiyle girdi. "Bakın Alex bey ben jigolo değilim ve sizi sikmeyeceğim." dedim. "Quoi?" diye yanıt verdi. Düşündüm ki Türkçe bilmiyordu."Je ne suis pas un jigolo et je ne vais pas vous niquer." diye Fransızcasını söyledim. "Ah mon cherie, tabiğki tüğkçe biliyoğum." deyince Türkçe bildiğini anladım. Hemen kendisini düzelttim, Tüğkçe'nin başındaki t harfi büyük yazılır dedim. "Nasıl yağni nasıl yazdığımı neğden biliyoğsunuz" diye yanıt verdi. Keskin ve net bir sesle yanıtladım : "Bambaşka bir alaca karanlık kuşağındayız!" "Topu topu bir vize başvurusu yaptım, siz akşamı bekle dediniz ve beni evinize getirerek yemeğe davet ettiniz ama biz

Yaşlı Hamile Bir Kadının Körüklü Otobüste Ebesi Olmak

Her birine bayramda "bayramınız zehir zıkkım olsun" diye bağıracağım apartmandaki diğer 25 komşumun hiçbiri internetini açmadığı için (aralarında uydu netli şerefsizler de var. Ulan 10 megabit bağlantın var sınırsız, youporn'un porno arşivini mi indiriyorsun!?) ve bunun yanı sıra evimin önünde yeni açılan Starbucks'ın cimrilikten internet daha kurmadığı (Biz hizmette en iyiyizmiş, siktir lan amına kodumun kahvehanesi) için internete bağlanamadım. Benim internetimin olmaması ayrı konu, herkese (kablonet, uydunet, ttnet ne kadar siktirimnet varsa) gelin bağlayın diye kontak kurdum daha arayan çıkmadı. Boş işler genel müdürlüğünde bize gelen görev doğrultusunda, şirkette bir iş vardı ama aslında evden internete bağlanıp yapabilirdik. Şerefsiz komşularım, netçioğulları ve starbucks yüzünden de internete bağlanamadım. Bu dellenmemin sonucunda yerim böyle aşkın ızdırabını diyerek aldım elime akbilimi, giyindim çıktım sabahın 9'unda dışarı. 9'u 5 geçe körüklü 4. leve

Alfred'den Batman'e İstifa Mektubu

Piç Bruce, senin bebekliğinden günümüze dek uzanan köle-sahip ilişkimizi ne yazık ki sonlandırmak zorundayım. Aslında göt kadar aklım olsaydı, Joe Chill ananı babanı geberttikten sonra; kıçına tekmeyi koyup denize atar öldürürdüm seni. Akraban falan da yok, evini bir güzel soyar şu anda karayiplerde taşaklarımı üstsüz kadınlara üfleterek serinlettiriyor olurdum. Gelmişim 75 yaşıma, kıçımın kılları ağrımış hala peşinden bokunu topluyorum. Sen şehrine adalet getirene kadar, benim SSK primlerimi yatırsaydın be şerefsiz! Bu yaşta adamı çalıştırmaya utanmıyor musun be amına koduğum? Senin elindeki parayı yönetme yeteneğini de sikeyim. Hayatın boyunca daha bela, sorun ve illetle yaşayan bir şehir gördün mü ulan? Mal mısın hala Gotham da Gotham? Götüne Gotham girsin senin. Neymiş yarasalardan korkuyormuşsun da, korkunla yüzleşmişsin de, zenginmişsin de halka yardım etmek istiyormuşsun. Hay ben senin yalanını sikeyim pelerinine attırdığımın yarasası. Asıl kahraman benim ulan. Götün yiyorsa sen

Örümcek Adam'dan New York Belediye Başkanına Mektup

Lan amına kodumun belediye başkanı! Yıllardır milletin götünü topladık, belediyenin zittirilmilyon dolarlık binalarının yıkılmasını önledik, senin polisinin, ordunun ve şehrin ağır abilerinin yapamadığı yapıp bu şehirde yaşayan herkesin hayatını bir sürü kollu ahtapot dallamasından tut, cinim diye ordan buraya uçuşan dalyarağına, kertenkele denilen hıyardan tut, kumdan adamına korudum. İnsaf ulan, topu topu elim bir yere yapışıyo, bir de ağ atıyorum. Örümcek Adam olduğum günden bu yana otuz bir çekemedim ulan! Niye Mary Jane diye sabahtan akşama inliyorum sanıyorsun? Patrona da ne yapsam yaranamıyorum. Boktan bir dairede fotoğrafçılıkla götümü kurtarmaya çalışıyorum. Sikerim ben böyle düzenin eniştesini! Yarından tezi yok bu düzen değişir belediye başkanı! Bundan böyle metro ve gökdelen ihalelerini yeni kurduğum Örümcekadamoğulları Limited'e tek davetiyeli ihale ile vereceksin, yoksa göt deliğini örümcek ağıyla doldururum bir daha doğru düzgün sıçamazsın. Mary Jane'i de basıyor