Ana içeriğe atla

Kayıtlar

kendim etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Geçmişte kaybolan gelecekler...

Ne kadar çabuk geçti zaman değil mi? En son yazlıkta ayağımızda terliklerle patır patır koşup yere çakıldığımızda vücudumuzdan akan kanları denize girip temizliyorduk ve umrumuzda değildi.  Bandajı, hastaneleri, %80 ayakta ödeyen sigortayı ne ara keşfettiysek tüm masumiyetini kaybetti deniz, terlikler ve yazlıklar. Önce yazlıklardaki masum ve zamanın zevkini çıkardığımız anları kaybettik, sonra da ayaklarımızı kumların içine soktuğumuzda kurduğumuz hayalleri. Hani yelkenlileri görünce, biz de yelkenlilerle tüm dünyayı gezecektik? Yıldızlara bakıyorduk akşamları, gelecekte bir gün turist gibi aya gidecektik. Ne yapacaksak dünyada onu en iyi yapan biz olacaktık hani? Seversek dünyanın en büyük aşkını biz yaşayacaktık, eğlenirsek dünyada en fazla eğlenen biz olacaktık. Çizgi filmlerde kötülerin hep kaybettiği, iyilerin hep kazandığı bir dünya vardı. O masum dünyada iyi olup hep kazanacaktık. Kötülerin de kazandığını anladığımız an kaybettik çizgi film kurgusundaki dünyamızı.

30 yaş sonrasında yalnızlık

Yalnızlıkta kayboluyorum bazen. Avucumdan kum tanesi gibi akıp giden zamanın peşinden akan gözyaşım da yok. Mâlikanesi ise hiç yok... Ölümle hayatın varolduğunu keşfetmeye yolalmış nefsime, nefes atışlarıma eşlik edecek kadar deli başka bir mahlukat bulamadım henüz. Belki de bu yüzden yalnızlığı seçiyorum. Geceleri aynı televizyon kanallarını seyredip, sonra bilgisayara dönüp, oyun oynayıp, beraber dergi okumayı istediğim herhangi biri yok. Bunları sanırım en iyi kendimle yaşıyorum. Kalabalık bir şehrin kalabalık yollarında vakit öldürüp, kalabalık bir şirketin kalabalık diyaloglarına uyanık hayatımın %80'ini adamışken, geride kalan %20'de kendimle başbaşa vakit geçirmek istiyorum sanırım. Bazen herşeyden uzaklaşıp, çiftliğe gidip, orada atlarla yaşayasım geliyor. Ama, çiftliğe gidip orada 6 saat geçirdikten sonra da atların boku, sivrisinekler, keneler, cırcır böceklerinin hipnotize edici cırcırlamaları ve daha nice yeni sorun da üretebiliyorum kıçımdan. İlişkiler de böyle. B

Özlemiştim

Özledim şarkılar bestelemeyi, Şiirler yazmayı, Resimler çizmeyi, Hikayeler uydurmayı... Nefesime alıp ilhamı da, Atmayı özledim basitçe. Duyguların denizlerinde derinleşmedikçe, En dibinden kumlarını çıkartamıyor insan. Batmalısın ki dibine kadar uzanabilmelisin, Boğulmaktan korkamamalı hatta ölebilmelisin. Karmaşık duygularla değil, Kesin hislerinle anlatmalısın. Aşktan bezdirenleri değil de, Aşka umut verenlere anlatmalısın. Rüyalarında O'nu görmeli, Dualarında düşler kurmalısın. Özlemiştim şarkılar bestelemeyi, Şiirler yazmayı, Resimler çizmeyi, Hikayeler uydurmayı... Nefesime alıp ilhamı da, Atmayı özlemiştim basitçe. Oh be!

Düştüğün Kadar Yükseleceksin

Hayat en acımasız canavardır karşında, Sen aslansan, o dinazordur geçmişinden. Sen ormanın kralıysan, o tarihin kralıdır. Sen efsaneysen, o korktuğun geçmişindir. Hayat zordur elbet kabul. Hislerin titrer bazen. Korkarsın rakiplerinden. Onlar etkileyebilir seni. En beteri de heveslerin sönebilir, Dost diye bildiklerin ihanet edebilir. Ama bil ki Osmanlı yokolurken kuruldun, Ve Osmanlı varolsaydı en büyük gururu olurdun. Sana inanmayanlara ders verirken, Sen kendine inanmayı öğrettin. Sana imkansız diye tembihleyen, İnsanlara imkansızın olmadığını öğrettin. Zor bir sınavla karşısın şimdi. Yönetimin, öğretmenin, öğrencilerin ve velilerin; Yıkık bir enkazda hayatta kalabilmeye çalışabilir. Sen de velileri bile temsil edebilirsin bu savaşta. Bu an tek gereken sensin. En zor anda inancındır, En güç anda sade duandır, En zayıf anında kaslarındır. Ne yönetim, Ne hoca, Ne oyuncular, Ne taraftar, Galatasaray'dan yüce değildir. Galatasaray çok düşmüştür. Ama düştüğü kadar da yücelmiştir. Biz

En Sonunda Gelen Aşk

Ruhumdan alınıp gidilmiş gibi sanki, Uzun süredir benim ama benim olamamışsın. Değişik rüyalar görüp aynı düş sanki, Senin olmayı hayal ettim ama olamamışsın. Hani geceler yapayalnız geçmiş gibi, Sevdalar yaşamış ama aşk yaşayamamışsın. İzlemeyi sevdiğim kuşlar göçmüş gibi, Elveda demişim ama sanki ayrılamamışsın. Fren sesleri duyulmuş, Ama sen bana çarpmışsın... İçimden tiz bir ses koparıp, Bana tüm gücünle haykırmışsın. "Seni seviyorum" dediğimi unutturup, Beni sevdiğini kalbime yazdırmışsın. İnanılmayan, inanamadığımsın. Sen en sonunda gelen aşksın...

Vazgeçerken Ağlamalısın

Vazgeçerken ağlamalısın, İçindeki şeytanı salıp, Yalnızlığa sarılmalısın. Elveda demeyi unutmamalı, Ardına bakmadan kaçmalısın. Gözlerin peşine düşerse eğer, Pişmanlığın bulutları sarar seni. Hatıralarında kaybolursan eğer, Yaşanmamışlıklar öldürür seni. Vazgeçerken ağlamalısın, İçindeki şeytanı salıp, Yalnızlığa sarılmalısın. Sevdanı yakıp yıkmalısın. Peşine de umutları salmalısın. Sonsuzluğu ararsan eğer, Cehennem gazabı gelir bulur seni. Hevesin kursağında kalırsa eğer, Susuzluk gibidir O'nsuzluk. Vazgeçerken ağlamalısın, İçindeki şeytanı salıp, Yalnızlığa sarılmalısın.

Tekrar Sevebilirsin...

Sen sevdanın omuzunda bir yük, Ben yıkıldığı göğüs olurdum. İnanmadığın sözlere inanır, Vazgeçtiğin duygulara tapardım. Senden önce üzülmedim mi sanıyorsun? Üzüldüm ben de, kırıldım da, Usandım ben de, yıpratıldım da, Vazgeçtiğim de oldu, yeniden başladığım da. Dert ve tasa ile başbaşa kalabilirsin. Ama umut celladına boyun eğmek mi? Kessin kellemi dilediği kadar. Ben ölümsüzüm, o her öldürdüğünde ölür. Yolun sonuna geldiğini düşünsen de, Çaresiz kalıp karar veremediğinde, Gözlerini kapayıp kalbini dinle, Bırak üzsün seni dilerse. Üzülmezsen eğer, Yaşamamışsındır. Şimdi hayatının anlamını ararken, Dünyayı dolaşıp evliya olurken, Aslında yapayalnız kalmışken, Sesimden korkmayasın sakın. Sıradanlaşmışken tanıştığın insanlar, Yavanlaşmışken söylenen tüm laflar, Taş olmuşsa en derin duygular, Geri dönmeyesin sakın. İnandığın her şey gerçektir inan ki, İnancını verebilirsen aşka, En gerçek aşkı yaşarsın. Yaşayabilirsin tekrar gençliğini. Genç gibi seversen eğer... Tekrar sevebilirsin...

Giderse Annen Cennete

Giderse annen cennete, Avunursun belki de, Sen üşütmeyesin diye, Pencereleri kapar üşümezsin. Giderse annen cennete, Umarsın masumca bir de, Cennete geldiğinde, Hazırdır sevdiğin yemekler. Giderse annen cennete, Bilirsin sanki delice, Hep izleyecek seni gizlice, İki göz gökyüzünden sevgiyle. Giderse annen cennete, Evleneceğin kız başına bela alır, Uyuduğunda rüyalarını kemirir, Oğluma iyi bak diye. Giderse annen cennete, Gözlerin sisli buğulu, Sesinde yıkık uğultu, Kısa süreli bir çiledesin... Ama... Annen cennette, Sen de cennetteki meleğinin, Kanatlarının altında, Sonsuza dek güvendesin.

Çok aşık oldum senden önce

Yüreğim yaşlı artık, Sen de sadece tarihimdesin. Yenildiğim çoğu savaşta, Kellemi kesen basit bir sipahisin. 10 yaşımdı, vazgeçerek ayrıldım; 12 yaşımdı, istemeyerek ayrıldım; 14 yaşımdı, sevilmeyerek ayrıldım; 18 yaşımdı, uzaktık diye ayrıldım; 20 yaşımdı, başkasının diye ayrıldım; 25 yaşımdı, o herkesin ama diye ayrıldım; 30 yaşım şimdi, sevemedim diye ayrılıyorum. Yüreğim yaşlı artık, Sen de sadece tarihimdesin. Yenildiğim çoğu savaşta, Kellemi kesen basit bir sipahisin. Gözlerim görmüyor artık eskisi gibi, Kulaklarım unutuyor artık sözleri, Hislerim yarım kalmış düşler gibi, Ulaşamadığım rüya sonuna ağlıyor. İlk anımdı, sen dansediyordun. İkinci anımdı, ülkeyi terkediyordum. Üçüncü anımdı, beni bir türlü sevemiyordun. Dördüncü anımdı, sevdiğimi sana her gün söylüyordum. Beşinci anımdı, özlediğini bana ağlayarak söylüyordun. Altıncı anımdı, yanına her şeyden vazgeçerek geliyordum. Son anımdı, daha fazla yaşamak istediğini söyleyerek kaçıyordun. Yüreğim yaşlı artık, Sen de sadece tar

Sade

Yalnızlığımdan korktuğumu sanma, İçimde bir umut sade bir salsa. Herkesin görülmez gözleri var, İçimde bir uçurum yalnız kalsa. Ve sonra, Hiç kimseye söylemediğin, Bir kaç, Gizli hatıran olsa. Ve sonra, Hep umup beklemediğin, Birazcık, Tesadüflerin olsa. Gökyüzünde yalnız bir dolunay, İçinde bir his, bir de Umay. Kutsayıp içindeki gerçeği, Aslında umduğun sade onay. Yok olmaz, Günahların affolmaz. Duaların, İnan ki kabul olmaz. Yok olmaz, Dünyan yarım kalmaz. Anıların, Kitaplarında durmaz. Sensizlikte basit ve yalın bir serçe, Süzülüp, gelip pencereme erişse, Sonunda da terkedip de beni, Kendime sevgiyi öğretse... Ah hayır, Aşk bu değil olmamalı. Ah hayır, Yüreğim yalnız kalmamalı. Görüp de içimdeki gerçeği, Yüreğin bana acımalı... Şimdi git, Beni sevme istersen. Şimdi git, Unut ve bit dilersen. İnanmam beni sevmediğine, Hiç bir zaman istemediğine.

Dolunay

Dolunay bu gece gökyüzü sanki, Bakışın üstümde izlersin, Bulutlar arkasından, Bu şehrin öbür yakasından... Uzağım gönlüm aşkım herşeyim, Ama elimde değil sevmekteyim. Aaah, aşığım sana, Aaah, seviyorum seni, Aaah, ne oluruz sevdiğim?... Dolunay by nerval

Senden hiç bir şey ummuyorum

Senden hiç bir şey ummuyorum. Beklentim inan ki hiç yok. Seni sadece sevmek istiyorum. Sevmesen de pek önemi yok. Yaşlandım beklentiler için, Gözü kapalı heveslenmek için. Sevdaya bir mum yakmak için, Dudaklarında serinlemek için. Senden hiç bir şey ummuyorum. Heyecanlarım artık hiç yok. Seni sadece öpmek istiyorum. Öpmesen de pek önemi yok. Sen değil misin değişken olan? Neyi yapacağını bilemeyip, Ne olacağını anlayamayan? Sen değil misin sıradışı olan? Dört bir yana koşturup, Bir köşeye sırnaşamayan? Senden hiç bir şey ummuyorum. Ama sensizlik boş bir yol. Bir yerlere ulaşmak istiyorum. Ama ulaşamasam da önemi yok.

Kalbinde Yangın

Ne mesafeler geçti aramızdan, Sessizliğe büründük biz. Ne acılar yaşadık başkasından, Birbirimize küstük biz. Kalbinde yangın, Sen istersen yanar. Unutursan, Buzul olur yaralar. Bilmiyorum herşey nasıl değişti, Herşey nasıl bitti. Şimdi seni sadece özlerken, Yaşadığımız belki hiçti. Kalbinde yangın, Sen istersen yanar. Unutursan, Buzul olur yaralar. Kalbinde Yangın by nerval

Lanetim

Ne anlarsın seni sevmemden ? Seni düşünerek acı çekmemden ? Ben basit ve sıradanken, İçimdekini sunamazken, Otuz yıl bile fayda etmezken, Hissimi sana anlatmaya... Hiç değişmedim ben, Hep utangaç, Hep içine dönük, Hep körcesineydim. 18'inde olsan bile, Utanırdım sana hislerimde, Gözüne bakamaz, ağzımı açamazdım. Seni sevebilir ama sana söyleyemezdim. O kadar güzeldi ki sana bakabilmek, O kadar acıydı ki başkasıyla konuşman, O kadar çocuklaştırıcıydı ki tavrın, O kadar muhteşemdin ki sen... Sana hayranlığımdan, Ağzımdan tek kelime çıkmadı. Sana duyduğum ayrıcalığımdan, Ağzımdan tek aforizma varolamadı. Sevdim ama yoktun, İstedim ama seni kaçırmıştım. Şimdi seni düşünmek, Seni tanrıçalaştırıyor. Ve ben senin hayatımın tanrıçası olmasına isyan ediyorum. Çünkü seni seviyor ve sevmek istemiyorum. Çocuksun daha anlamayacaksın bunları. Ama büyüdüğünde, ne kadar çok sevildiğinin farkına varıp büyüyeceksin. O gün de aşktan vazgeçeceksin. Seni bu yüzden lanetliyorum aşkımla. Bir daha aşık ol

Sana bir iyi bir de kötü haberim var...

Sana bir iyi bir de kötü haberim var... İyisi şu an çok güzelsin. Kötüsü bir gün çok çirkin olacaksın. Sana bir iyi bir de kötü haberim var... İyisi şu an zırdelisin. Kötüsü bir gün çok akıllı olacaksın. Sana bir iyi bir de kötü haberim var... İyisi şu an çok zekisin. Kötüsü bir gün çok salak olacaksın. Sana bir iyi bir de kötü haberim var... İyisi şu an özgürsün. Yarın bir gün çok hapis kalacaksın. Sana bir iyi bir de kötü haberim var... İyisi şu an yaganesin. Kötüsü bir gün sıradan olacaksın. Kendime bir iyi bir de kötü haberim var... İyisi yakında unutacağım seni. Kötüsü an itibariyle seviyorum seni.

Artık unutuyorum

Artık unutuyorum şarkı sözlerini, Eşlik edemiyorum her kelimesine. Kalabalık değil artık şehir, Her gün gördüklerimi de, Ayda yılda bir görebiliyorum. Artık unutuyorum yaşanmış şeyleri, Birisi hatırlatmasa aklımda bile değil. Soğuk değil artık akan nehir, İçine koşarak girip de, Ayda yılda bir serinliyorum. Artık unutuyorum yaşadıklarımı, Adları neydi inanın ki hatırlamıyorum. Kendimi anlatmıyor artık şiir, Bin volkan patlasa da içimde, Ayda yılda bir şiir yazıyorum.

Referandum

Biz daha önce bir referandum yaptık değil mi? Bize hiç bir şeyi açıklanmayan, neyi oyladığımız belli olmayan bir oylamaya girdik. İnci Sözlük'te verilen şukkular daha iradeli verilirdi o referandumda. Evet sonucu çıktı ya. Şimdi söyler misin? Neye evet dedin? Cumhurbaşkanlığı seçimimiydi? Kanun muydu ? Neydi? Amerika'da kabul ettirilmesi talep edilen kanun uzun uzun yazar, ardından vatandaşlık kartını kredi kartı gibi ATM gibi bir ekranda onaydan geçirir ve kararını verirsin. Biz neye evet ya da ne hayır dediğimizi bilmeden karar verdik bir önceki referandumda. Hakikaten yahu, merak ediyorum. Neye evet dedin? Daha önemlisi evet diye seçtiğin şey şu an gerçekleşti mi? İstersen hatırlatayım, tematik olarak cumhurbaşkanını halk seçecekti bir önceki referandumda. Ne oldu peşisıra? O seçenek dışındaki herşeyi çaktırmadan gerçekleştirdiler. Bilmiyor muydun? O zaman bu sefer bil ne olacağını. Bu sefer seçili olan siyasi parti, siyasi partilerin kapatılmasını kontrol edecek. Yani AKP d

Aşk

Söyler misin içinden ? En son sevdiğini... ? Yüreğinden, Derince esen, İçini ince eriten, Bittiğinde serinleten... Söyler misin bari içinden ? En son histettiğini... ? Kalbinden, İçini yokeden, Lime lime ezdiren, Bittiğinde hüzünlendiren... Söyler misin lütfen içinden ? Neleri haketmediğini? Aşkı ben de bileyim senin gibi. Aşktan ben de nefret edeyim, Aşktan ben de tiksineyim senin gibi. Ardından ben de kendime geleyim... Aşk bir denizse, Yüzmemem gerektiğimi bileyim.

Çakır Keyif

Burda kal, Daha devam etme. Kıvamındasın, Burayı terk etme. Çakır keyif misin nesin? Hayalinde en güzelsin, İçindeki yarım kalan, Bir kadehin içindesin... Sessizlik de güzel bazen, Gök bırak sen gürüldesin. Sıcaklar terletir mecburen, Yağmur bırak da serinletsin... Sarhoş olmana da gerek yok, Düşünceler yeter zaten. Kendini kaybetmene gerek yok, Hayat kendinle güzel zaten. Gök yarılsın, aksın tufan, Yak sigaranı, dağılsın duman, İmkansızlığa inan madem, İnanmadıysan bana nadiren... Çakır keyif misin nesin? Hayalerinde en güzelsin, İçindeki yarım kalan, Bir kadehin içindesin...

Eski Sevgili Gibi (Şarkı)

Eski Sevgili Gibi by nerval Yalandı söylediğim çok şey, Ama içimde kötülük yoktu. Basitçe belki de her şey, Sarhoş halin belki hoştu. Şimdi bir eski sevgili gibi, Anlatamıyorum seni kendime. Halimi hiç bilmediğim gibi, Anlatamıyorum sana kendimi. Bilmem bir daha yaşar mıyız, Ne sevişmemizi, Ne de dostluğumuzu, Bildiğim ise şu an, Aramızdaki yorgunluğu. Dinlenmemiz gerek bir süre, Sonra iyileşip yaşamamız, Herşeyi bir kez daha, Ve sonra belki, Tekrar yorulmamız... Şimdi bir eski sevgili gibi, Anlatamıyorum seni kendime. Halimi hiç bilmediğim gibi, Anlatamıyorum sana kendimi. Şimdi bir eski sevgili gibi, Anlatamıyorum sana kendime. Halimi hiç bilmediğim gibi, Anlatamıyorum seni kendime.