Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mayıs, 2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Neden Türk halkı Fenerbahçe'den nefret eder?

Sevgili Fenerliler, Sizinle hiç alıp veremediğim yok. Aranızda yığınla dostum, ağabeyim, çok sevdiğim insanlar da var. Ama Türkiye'deki herkes sizin başarısız olmanızdan neden mutlu oluyor biliyor musunuz? Çünkü siz her hafta şampiyonluğunuzu ilan ediyorsunuz. Rakiplerinizle dalga geçiyor, biri düzgün bir hareket bile yapsa "helal olsun" deme delikanlılığını gösteremiyorsunuz. Galatasaray ve Beşiktaş arasında bir rakabet olsa da, Galatasaraylı taraftarlar Beşiktaş maçına "Çarşı"yı yaşamak için gider. Onlar kazanırsa da "helal olsun" der. Geçen sene Beşiktaş şampiyon oldu. Galatasaraylılar olarak "helal olsun" dedik. Bu yıl Bursaspor kazandı, tekrar "helal olsun" diyoruz. Bunu sadece biz değil, Türkiye'de sizin dışınızda herkes yapıyor. Siz anonsçuyu günah keçisi ilan ederken, geçen sene küme düşmekten takımını kurtaran ve bu yıl tarih yazarak şampiyon yapan Ertuğrul Sağlam'a bir "helal olsun" demekten acizsiniz. Si

Eski Sevgili Gibi (Şarkı)

Eski Sevgili Gibi by nerval Yalandı söylediğim çok şey, Ama içimde kötülük yoktu. Basitçe belki de her şey, Sarhoş halin belki hoştu. Şimdi bir eski sevgili gibi, Anlatamıyorum seni kendime. Halimi hiç bilmediğim gibi, Anlatamıyorum sana kendimi. Bilmem bir daha yaşar mıyız, Ne sevişmemizi, Ne de dostluğumuzu, Bildiğim ise şu an, Aramızdaki yorgunluğu. Dinlenmemiz gerek bir süre, Sonra iyileşip yaşamamız, Herşeyi bir kez daha, Ve sonra belki, Tekrar yorulmamız... Şimdi bir eski sevgili gibi, Anlatamıyorum seni kendime. Halimi hiç bilmediğim gibi, Anlatamıyorum sana kendimi. Şimdi bir eski sevgili gibi, Anlatamıyorum sana kendime. Halimi hiç bilmediğim gibi, Anlatamıyorum seni kendime.

Eski sevgili gibi

Yalandı söylediğim çok şey, Ama içimde kötülük yoktu. Basitçe belki de her şey, Sarhoş halin belki hoştu. Şimdi bir eski sevgili gibi, Anlatamıyorum seni kendime. Halimi hiç bilmediğim gibi, Anlatamıyorum sana kendimi. Bilmem bir daha yaşar mıyız, Ne sevişmemizi, Ne de dostluğumuzu, Bildiğim ise şu an, Aramızdaki yorgunluğu. Dinlenmemiz gerek bir süre, Sonra iyileşip yaşamamız, Herşeyi bir kez daha, Ve sonra belki, Tekrar yorulmamız... Şimdi bir eski sevgili gibi, Anlatamıyorum seni kendime. Halimi hiç bilmediğim gibi, Anlatamıyorum sana kendimi.

Şenol Güneş ve Ertuğrul Sağlam gerçeği... Ve biz....

Şenol hoca belki de eskiden çok hata yaptı, ve belki de Beşiktaş kulübü de hayatının en büyük hatasını Ertuğrul'un ayrılmasını kabullenerek yaptı. İki değişik portre aslında. Ama tek doğru bakış açısı var. İki adet sadece mesleğini yapmaya çalışan insan. Her ne kadar hepimiz kendimizi teknik direktör, bıraktım teknik direktörü, hepimiz kendimizi Mourinho sansak da; iki adet teknik direktör var Türkiye'de. Yılmaz Vural'da belki katılabilir bu kervana. Teknik Direktörlük dışında bir meslek yapmayan. Boşta kalınca yorumcu olmayıp da, adam gibi mesleğini yapmaya devam eden. Bir ağabeyimin lafı vardır. "Bir işi yapabilirsen yap, yapamazsan öğret, öğretemezsen eleştir" diye. İşte bütün eleştirmenler bu noktada işi yapabilenler değildir diye görüyorum. Hatta iki katman alttadır. Yani biri 1. lig takımıysa, eleştiren 3. ligde bir takımdır diye görüyorum. Hagi hoca olmadan önce, O'nun iyi bir hoca olamayacağını biliyordum. Çünkü Hagi futbolu Barcelona'da bıraktıkta

Uzun ince bir yoldayım...

Fırat Çavaş ile galiba 4-5 yıl önce tanıştım. Eser Taşkıran'ın ev-stüdyosundaydı. Nasıl güleryüzlü, nasıl güzel bir insan inanamazsınız. Dünyada çocuklar dışında yüreği temiz kalabilen yegane insanlardan biri o. Doğa için çal projesi içerisinde ilk projeleri, "Divane Aşık Gibi" şarkısı idi. Çok güzeldi. İlk değil, gerçi bunu tek diye düşünmüştüm. Tek değilmiş... Sorasında bir kaç saat önce yaptığı sanırım türk müzik tarihine geçecek... Aşık Veysel'in "Uzun ince bir yoldayım" şarkısı; Türkiye'den, Yunanistan'a, Almanya'ya, Amerika'ya.. Öylesi bir söylendi ki... Anlatamam... İzlemeniz lazım... Fırat'ın da bir albüm, bir film yapması lazım... Hepimiz için!