Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Eylül, 2009 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Uyuma

Hani bir daha sevmem demiştim ya sana, Hani bir daha sevemem demiştim. Hiç bir aşk son bulmadı hayatımda, Hiç bir acı son bulmadı aşk olunca. Sonu yok muydu, Sorun çok muydu, Çözüm var mıydı, Anlamadım. Senden bana kalan bu derin kuyuda, Senden bana kalan bu derin kuyuda... Uyuma... Uyuma... Uyuma... Uyanamazsın bir daha... Uyuma by nerval

Psikopat olduğunuzu anlamanın 10 yolu

1) "Var mısın yok musun" 'da yarışmacılar kırmızı kutuları açtıkça zevk alıyorsanız. 2) 500T otobüsünde sıkışan kalabalığa sırıtarak bakıp "Biraz daha sıkışsın ipneler" diyorsanız. 3) Şemsiyeyle sokağa çıktığınız bir günde aniden yağmur bastırdığında, siz şemsiyeyi açıp ıslanmazken, sırılsıklam olan insanlara bakıp "salaklar nihahahaha" diyorsanız. 4) Arkadaşınızla merdivenlerden inerken, arkadaşınızın ayağı kayıp paldır küldür yuvarlandığında yardım etmek yerine cep telefonunuzla arkadaşınızın fotoğrafını çekmeye çalışıyorsanız. (Bununla da yetinmeyip derhal facebook'da paylaşıyorsanız!) 5) Bir restoranda yemek yerken, yanınıza sırnaşıp yemek dilenen kediye yediğiniz döneri gösterip sonra "İster misin? (nah çekerek) Babayı alırsın!" diyerek döneri mideye indiriyorsanız. 6) Umumi bir tuvalette yüklüce sıçtıktan sonra, bokunuza bakıp "ne sıçmışım be kardeşim, bunu insanlığın görmesi gerek" diyerek sifonu çekmiyorsanız. 7) Minibüs

Geçmişin rüzgarları

Sessiz bir gecenin sonunda, yarım yamalak yaşanmışların ardına gizlenerek süzüldü geçmişin rüzgarları. Perdeleri peleriniymiş gibi şahlandırıp, omzu üzerinden bir bakış attı umarsızca. Elindeki oyuncaklarıyla oynarken çocuk olmak istediğini hatırlasa da, çocukken o oyuncakları çok çocukca bulduğunu anımsayıp gülümsedi. Eskiden dinlediği o basit sözlü şarkıların sade sözleri aslında ne kadar derin anlamlar taşıyormuş meğer. Küçüklüğünde ışıkların söndürülüp mumların yakılma nedenini hiç anlamamıştı oysa. Hele hele, tütünü avuçlarında ufalayıp çarşafın içine dökerek sigara içmeyi sadece esrarkeşlere ait bir alışkanlık olduğunu bile düşünürdü. Halbuki geçmiş rüzgarları sadece kendi geçmişimizi değil, tüm geçmişlerden hafifçe sıyrılarak bizi de sıyırır geçermiş. Bir meltem esintisi gibi. Ilık, kısa, içten bir "ah" çektiren...

Kadir Topbaş ve sel felaketi

Kadir Topbaş İstanbul'u sel götürdüğünde evinde oturuyormuş. Derken sel suları yükselmiş, Kadir Topbaş da evinin birinci katına çıkmak zorunda kalmış. Balkona bir tekne gelmiş. "Başkanım atlayın sizi kurtaralım" demiş teknedekiler. Kadir Topbaş demiş ki : "Gerek yok, Allah kurtarır." Aradan vakit geçmiş, sel suları daha da yükselmiş; evinin ikinci katına çıkmak zorunda kalmış. Pencereye tekrar bir tekne gelmiş. "Başkanım atlayın sizi kurtaralım" demiş teknedekiler. Kadir Topbaş demiş ki : "Gerek yok, Allah kurtarır." Sel suları daha da yükselmiş. Kadir Topbaş artık evin çatısına çıkmak zorunda kalmış. Evin çatısına bir helikopter gelip aşağı ipten merdiven fırlatmışlar. Pilot "Başkanım atlayın sizi kurtaralım" demiş. Kadir Topbaş demiş ki : "Gerek yok, Allah kurtarır." Sel suları daha da yükselmiş, Kadir Topbaş da boğulup ölmüş. Kadir Topbaş öbür dünyaya gitmiş. Allah O'na "Burada ne yapıyorsun?" diye sormuş.

NTV'nin yeni logosu