Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Vogue Türkiye

Vogue Türkiye'nin 1. sayısının özel serisinin 666 numarası :) Bende! :)

Terastaki havlu

Aynı terasa açılıyordu yan yanaydı kapılarımız kaldığımız pansiyonda.Akşam üzerleri kaşılaşıyorduk, ortak duş, ortak mutfak, çekingen bir selamlaşma.Aynı terasta yan yana kuruyordu çamaşırlarımız, bu ürpertiyordu beni; acemi, tutuk bir kaç sözlük eşliğinde beyaz şarap içerek aynı terasta seyrediyorduk günbatımını, bu da ürpertiyordu beni.Işığın azalan şiddetinde yan yanaydı terasa vuran gölgelerimiz ve karışıyordu birbirine. Elimizde olmadan gülümsemiştik bakışlarımız çarpıştığında, sahildeydik ve aynı kitabı okuyorduk ilk karşılaşmamızda. Sezon açılmamıştı, seyrekti sahiller, daha erken yaz gülümsüyordu. Pansiyon önündeki sandalların kıpırtısı, çiçeklerin çekingen dirimi, günbatımıyla gölgelenmiş alanların rengi kalmış aklımda.İkimizde yalnızdık ve birbirimize ilişmemeye çalışıyorduk adını kimselerin bilmediği o uzak sahil kasabasında. Oysa güneşin batışını izlemek gibi kendiliğinden bir birlikteliğe dönüştü paylaştığımız şeyler. Birbirinden kamaşmaya başlamıştı tenlerimiz dokunmasan ...

Dön devran...

Dön artık devran dön. Yeteri kadar öğrettin, Yalnızlığı, Bırakılmışlığı, Kimsesizliği, Çaresizliği, Güçsüzlüğü, Boynumu büküp kabullenmeyi... Dön artık devran dön. Cehennem kadar üzdün, Öldüm de cezalandım. Ama bir dur de. Bir sonunu bildir artık... Bık artık... Daha beteri de var, Tahminen içinde, Ki sen şeytanı yaratansın, En şeytan var içinde... Dön artık devan dön. Asıl yüzünü göster. Hani insanların düşündeki, Hani orkidelere çiçek verdiren, Gücün var ya kış günlerinde... En hain halinden, En gaddar hissinden, En gammaz hevesinden, Bık artık be devran. Senden vazgeçtiğim de oldu, Sana taptığımda. Seni düşman bellediğim de oldu, Seni uğruna hayatımı adadığımda. Dön devran artık dön. Dön lütfen... Ya da kudreti ver içime de, Ben de göçüp gideyim bu diyardan...

İnsanlığa hizmet wallpaperı

"Ah be canım" :) Widescreen için. 1280x1024 için 2560x1024 dual ekran için.

Solmuş bir gül goncası

Solmuş bir gül goncası. Henüz tadamadan gül oluşuna, Kurumuş dalları. Oluşmamış yaprakları, Rengini bile gösteremeden, Yeşeremeden solmuş. Baharı göremeden. Karlı bir kış gününde, Açamadan solmuş. Defterlerin arasına, Hatıra diye bırakılıp, Sonra da unutulmuş. Yastıklar üzerindeki gözyaşları, Hıçkıra hıçkıra beslemeye çalışmış. Ama yine de solmuş gül goncası... Sorulmamış neden solduğu, Alışılmış artık- Doğanın dengesine- Ve dengesizliğine...

Sen daha sevilmemişsin

O kadar sıradan ki ilişki kelimesi, Seninle yaşamak istediğimi aşağılar. Gökyüzünden bakınca yerde yürüyenler, Ya da yerden bakınca uçanlar kadar ufaktır. "Seni seviyorum"'u dünyanın tüm dillerinde- Söylemek bile tanımlayamazken hissimi, Nasıl olur da bir kelime yeter? Sen hiç sevilmemişsin be güzelim. Uğruna daha köprüler yıkılmamış, Kimse bileklerini kesmemiş senin için. Gözü kara kimse atlamamış uçurumdan, Hiç kimse delirmemiş yahu senin için. Sen daha hiç sevilmemişsin be güzelim. Şu ana kadar yaşadıklarını sevda mı saydın? Onlar sadece basit papatya fallarında, Sevip sevmediğinin sorgulamalarıydı. Seviyorsan yaşamaktan vazgeçeceksin. Sigaraya başlayacaksın hasretinde, Alkolik olacaksın terkedişinde. Ölmek isteyeceksin sevmediğinde. Ellerin titreyecek yanındayken, Dilin kitlenecek konuşurken, İçin acıyacak başkasına konuşursa. Sen daha hiç sevmemişsin be güzelim. Ne yani basit aşk oyunlarıyla- Seni kandırdılar diye aşık mı sandın kendini? Hayır sadece tuzağa düştün, V...

Olmayacak dua

Neyim ben biliyor musun? Uzun süre çalan bir telefon, Hani açmadığın, Ama çalmasını dinlediğin... Benim olduğumu güya bilmediğin, Gözlerini kapatıp nefesimi beklediğin, Tüm güvenlik önlemlerinden arınmış, Ama güven duvarlarını geçemediğim. Nesin benim için biliyor musun? Beni sevmeye cesareti olmayan biri daha. Hani üzülen, Üzdürülen her sevdiği anda. Basit adamlara kafasını detaylı yorup, Kalbini tüm açıklığıyla ilan eden, Zerre kadar düşünmeye yeltenemeyen, Ama yine de başkasını düşünemediğim. Neyiz biz biliyor musun? Olmayacak bir dua daha aşklar tarihinde. Hani bilgelerin dediği gibi, Mutlu aşkın olmadığını ispatlamaya çalışan. Sevmeyeni deliler gibi sevip de, Sevenlere hay hay diyemeyen iki deliyiz. Sen ayrıldığım eski sevgilim gibi, Ben de senden ayrılan eski sevgilin gibiyim. Olmayacak duayız birbirimize. Gecenin en serin saatlerinde, Yağmur ıslatırken bedenimizi, Islandığımızı söyleyemeyenleriz. Ne biliyor musun? Aşk yok. Sevda da yok. Biz de hiç olmadık.