Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Düştüğün Kadar Yükseleceksin

Hayat en acımasız canavardır karşında, Sen aslansan, o dinazordur geçmişinden. Sen ormanın kralıysan, o tarihin kralıdır. Sen efsaneysen, o korktuğun geçmişindir. Hayat zordur elbet kabul. Hislerin titrer bazen. Korkarsın rakiplerinden. Onlar etkileyebilir seni. En beteri de heveslerin sönebilir, Dost diye bildiklerin ihanet edebilir. Ama bil ki Osmanlı yokolurken kuruldun, Ve Osmanlı varolsaydı en büyük gururu olurdun. Sana inanmayanlara ders verirken, Sen kendine inanmayı öğrettin. Sana imkansız diye tembihleyen, İnsanlara imkansızın olmadığını öğrettin. Zor bir sınavla karşısın şimdi. Yönetimin, öğretmenin, öğrencilerin ve velilerin; Yıkık bir enkazda hayatta kalabilmeye çalışabilir. Sen de velileri bile temsil edebilirsin bu savaşta. Bu an tek gereken sensin. En zor anda inancındır, En güç anda sade duandır, En zayıf anında kaslarındır. Ne yönetim, Ne hoca, Ne oyuncular, Ne taraftar, Galatasaray'dan yüce değildir. Galatasaray çok düşmüştür. Ama düştüğü kadar da yücelmiştir. Biz

En Sonunda Gelen Aşk

Ruhumdan alınıp gidilmiş gibi sanki, Uzun süredir benim ama benim olamamışsın. Değişik rüyalar görüp aynı düş sanki, Senin olmayı hayal ettim ama olamamışsın. Hani geceler yapayalnız geçmiş gibi, Sevdalar yaşamış ama aşk yaşayamamışsın. İzlemeyi sevdiğim kuşlar göçmüş gibi, Elveda demişim ama sanki ayrılamamışsın. Fren sesleri duyulmuş, Ama sen bana çarpmışsın... İçimden tiz bir ses koparıp, Bana tüm gücünle haykırmışsın. "Seni seviyorum" dediğimi unutturup, Beni sevdiğini kalbime yazdırmışsın. İnanılmayan, inanamadığımsın. Sen en sonunda gelen aşksın...

Vazgeçerken Ağlamalısın

Vazgeçerken ağlamalısın, İçindeki şeytanı salıp, Yalnızlığa sarılmalısın. Elveda demeyi unutmamalı, Ardına bakmadan kaçmalısın. Gözlerin peşine düşerse eğer, Pişmanlığın bulutları sarar seni. Hatıralarında kaybolursan eğer, Yaşanmamışlıklar öldürür seni. Vazgeçerken ağlamalısın, İçindeki şeytanı salıp, Yalnızlığa sarılmalısın. Sevdanı yakıp yıkmalısın. Peşine de umutları salmalısın. Sonsuzluğu ararsan eğer, Cehennem gazabı gelir bulur seni. Hevesin kursağında kalırsa eğer, Susuzluk gibidir O'nsuzluk. Vazgeçerken ağlamalısın, İçindeki şeytanı salıp, Yalnızlığa sarılmalısın.

Tekrar Sevebilirsin...

Sen sevdanın omuzunda bir yük, Ben yıkıldığı göğüs olurdum. İnanmadığın sözlere inanır, Vazgeçtiğin duygulara tapardım. Senden önce üzülmedim mi sanıyorsun? Üzüldüm ben de, kırıldım da, Usandım ben de, yıpratıldım da, Vazgeçtiğim de oldu, yeniden başladığım da. Dert ve tasa ile başbaşa kalabilirsin. Ama umut celladına boyun eğmek mi? Kessin kellemi dilediği kadar. Ben ölümsüzüm, o her öldürdüğünde ölür. Yolun sonuna geldiğini düşünsen de, Çaresiz kalıp karar veremediğinde, Gözlerini kapayıp kalbini dinle, Bırak üzsün seni dilerse. Üzülmezsen eğer, Yaşamamışsındır. Şimdi hayatının anlamını ararken, Dünyayı dolaşıp evliya olurken, Aslında yapayalnız kalmışken, Sesimden korkmayasın sakın. Sıradanlaşmışken tanıştığın insanlar, Yavanlaşmışken söylenen tüm laflar, Taş olmuşsa en derin duygular, Geri dönmeyesin sakın. İnandığın her şey gerçektir inan ki, İnancını verebilirsen aşka, En gerçek aşkı yaşarsın. Yaşayabilirsin tekrar gençliğini. Genç gibi seversen eğer... Tekrar sevebilirsin...

Forvetsiz bir takım

Reykart'ın yaptığı vahim hatayı şu an Hagi yapıyor. Galatasaray forvet oyuncusu olmadan sahaya çıkıyor. İleriye dönük orta saha oyuncusunu ya da kanat oyuncusunu forvet olarak kullanarak forvet oyuncusuyla oynamazsınız. Kaleci Aykut'u forvet oynatsanız sizin forvetiniz olur mu ? Olur diyorsanız bir embesilsiniz, iki takımınız istisnalar dışında gol atamaz. Mehmet Batdal, manası anlaşılmayan "rezerv" takımındaki Cem Sultan inatla kullanılmıyor. Ne bekleniyor? Anlaşılır gibi değil. Kalecisiz sahaya çıkan bir takım düşünün. Ya da kaleci eldivenlerini bu adama verdim diye, defans oyuncusunu kaleci olarak kullanan bir takım düşünün. Bu takımın kalecisi var mıdır? Bu takımın yediği gollerinin sebebi kalede oynayan defans oyuncusu mudur, yoksa buna karar verenler midir? Öyle "striker" zart zurt demeyin. O halde size Baros'un da aslında "second striker" olduğunu hatırlatır, ve Galatasaray'ın Baros varken de strikersız oynadığını göz önüne koyarım.

Giderse Annen Cennete

Giderse annen cennete, Avunursun belki de, Sen üşütmeyesin diye, Pencereleri kapar üşümezsin. Giderse annen cennete, Umarsın masumca bir de, Cennete geldiğinde, Hazırdır sevdiğin yemekler. Giderse annen cennete, Bilirsin sanki delice, Hep izleyecek seni gizlice, İki göz gökyüzünden sevgiyle. Giderse annen cennete, Evleneceğin kız başına bela alır, Uyuduğunda rüyalarını kemirir, Oğluma iyi bak diye. Giderse annen cennete, Gözlerin sisli buğulu, Sesinde yıkık uğultu, Kısa süreli bir çiledesin... Ama... Annen cennette, Sen de cennetteki meleğinin, Kanatlarının altında, Sonsuza dek güvendesin.

Çok aşık oldum senden önce

Yüreğim yaşlı artık, Sen de sadece tarihimdesin. Yenildiğim çoğu savaşta, Kellemi kesen basit bir sipahisin. 10 yaşımdı, vazgeçerek ayrıldım; 12 yaşımdı, istemeyerek ayrıldım; 14 yaşımdı, sevilmeyerek ayrıldım; 18 yaşımdı, uzaktık diye ayrıldım; 20 yaşımdı, başkasının diye ayrıldım; 25 yaşımdı, o herkesin ama diye ayrıldım; 30 yaşım şimdi, sevemedim diye ayrılıyorum. Yüreğim yaşlı artık, Sen de sadece tarihimdesin. Yenildiğim çoğu savaşta, Kellemi kesen basit bir sipahisin. Gözlerim görmüyor artık eskisi gibi, Kulaklarım unutuyor artık sözleri, Hislerim yarım kalmış düşler gibi, Ulaşamadığım rüya sonuna ağlıyor. İlk anımdı, sen dansediyordun. İkinci anımdı, ülkeyi terkediyordum. Üçüncü anımdı, beni bir türlü sevemiyordun. Dördüncü anımdı, sevdiğimi sana her gün söylüyordum. Beşinci anımdı, özlediğini bana ağlayarak söylüyordun. Altıncı anımdı, yanına her şeyden vazgeçerek geliyordum. Son anımdı, daha fazla yaşamak istediğini söyleyerek kaçıyordun. Yüreğim yaşlı artık, Sen de sadece tar