Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Özlemiştim

Özledim şarkılar bestelemeyi, Şiirler yazmayı, Resimler çizmeyi, Hikayeler uydurmayı... Nefesime alıp ilhamı da, Atmayı özledim basitçe. Duyguların denizlerinde derinleşmedikçe, En dibinden kumlarını çıkartamıyor insan. Batmalısın ki dibine kadar uzanabilmelisin, Boğulmaktan korkamamalı hatta ölebilmelisin. Karmaşık duygularla değil, Kesin hislerinle anlatmalısın. Aşktan bezdirenleri değil de, Aşka umut verenlere anlatmalısın. Rüyalarında O'nu görmeli, Dualarında düşler kurmalısın. Özlemiştim şarkılar bestelemeyi, Şiirler yazmayı, Resimler çizmeyi, Hikayeler uydurmayı... Nefesime alıp ilhamı da, Atmayı özlemiştim basitçe. Oh be!

Chasing Amy Monologue

I love you. And not, not in a friendly way, although I think we're great friends. And not in a misplaced affection, puppy-dog way, although I'm sure that's what you'll call it. I love you. Very, very simple, very truly. You are the-the epitome of everything I have ever looked for in another human being. And I know that you think of me as just a friend, and crossing that line is-is-is the furthest thing from an option you would ever consider. But I had to say it. I just, I can't take this anymore. I can't stand next to you without wanting to hold you. I can't-I can't look into your eyes without feeling that-that longing you only read about in trashy romance novels. I can't talk to you without wanting to express my love for everything you are. And I know this will probably queer our friendship - no pun intended - but I had to say it, 'cause I've never felt this way before, and I-I don't care. I like who I am because of it. And if bringing t

Düştüğün Kadar Yükseleceksin

Hayat en acımasız canavardır karşında, Sen aslansan, o dinazordur geçmişinden. Sen ormanın kralıysan, o tarihin kralıdır. Sen efsaneysen, o korktuğun geçmişindir. Hayat zordur elbet kabul. Hislerin titrer bazen. Korkarsın rakiplerinden. Onlar etkileyebilir seni. En beteri de heveslerin sönebilir, Dost diye bildiklerin ihanet edebilir. Ama bil ki Osmanlı yokolurken kuruldun, Ve Osmanlı varolsaydı en büyük gururu olurdun. Sana inanmayanlara ders verirken, Sen kendine inanmayı öğrettin. Sana imkansız diye tembihleyen, İnsanlara imkansızın olmadığını öğrettin. Zor bir sınavla karşısın şimdi. Yönetimin, öğretmenin, öğrencilerin ve velilerin; Yıkık bir enkazda hayatta kalabilmeye çalışabilir. Sen de velileri bile temsil edebilirsin bu savaşta. Bu an tek gereken sensin. En zor anda inancındır, En güç anda sade duandır, En zayıf anında kaslarındır. Ne yönetim, Ne hoca, Ne oyuncular, Ne taraftar, Galatasaray'dan yüce değildir. Galatasaray çok düşmüştür. Ama düştüğü kadar da yücelmiştir. Biz

En Sonunda Gelen Aşk

Ruhumdan alınıp gidilmiş gibi sanki, Uzun süredir benim ama benim olamamışsın. Değişik rüyalar görüp aynı düş sanki, Senin olmayı hayal ettim ama olamamışsın. Hani geceler yapayalnız geçmiş gibi, Sevdalar yaşamış ama aşk yaşayamamışsın. İzlemeyi sevdiğim kuşlar göçmüş gibi, Elveda demişim ama sanki ayrılamamışsın. Fren sesleri duyulmuş, Ama sen bana çarpmışsın... İçimden tiz bir ses koparıp, Bana tüm gücünle haykırmışsın. "Seni seviyorum" dediğimi unutturup, Beni sevdiğini kalbime yazdırmışsın. İnanılmayan, inanamadığımsın. Sen en sonunda gelen aşksın...

Vazgeçerken Ağlamalısın

Vazgeçerken ağlamalısın, İçindeki şeytanı salıp, Yalnızlığa sarılmalısın. Elveda demeyi unutmamalı, Ardına bakmadan kaçmalısın. Gözlerin peşine düşerse eğer, Pişmanlığın bulutları sarar seni. Hatıralarında kaybolursan eğer, Yaşanmamışlıklar öldürür seni. Vazgeçerken ağlamalısın, İçindeki şeytanı salıp, Yalnızlığa sarılmalısın. Sevdanı yakıp yıkmalısın. Peşine de umutları salmalısın. Sonsuzluğu ararsan eğer, Cehennem gazabı gelir bulur seni. Hevesin kursağında kalırsa eğer, Susuzluk gibidir O'nsuzluk. Vazgeçerken ağlamalısın, İçindeki şeytanı salıp, Yalnızlığa sarılmalısın.

Tekrar Sevebilirsin...

Sen sevdanın omuzunda bir yük, Ben yıkıldığı göğüs olurdum. İnanmadığın sözlere inanır, Vazgeçtiğin duygulara tapardım. Senden önce üzülmedim mi sanıyorsun? Üzüldüm ben de, kırıldım da, Usandım ben de, yıpratıldım da, Vazgeçtiğim de oldu, yeniden başladığım da. Dert ve tasa ile başbaşa kalabilirsin. Ama umut celladına boyun eğmek mi? Kessin kellemi dilediği kadar. Ben ölümsüzüm, o her öldürdüğünde ölür. Yolun sonuna geldiğini düşünsen de, Çaresiz kalıp karar veremediğinde, Gözlerini kapayıp kalbini dinle, Bırak üzsün seni dilerse. Üzülmezsen eğer, Yaşamamışsındır. Şimdi hayatının anlamını ararken, Dünyayı dolaşıp evliya olurken, Aslında yapayalnız kalmışken, Sesimden korkmayasın sakın. Sıradanlaşmışken tanıştığın insanlar, Yavanlaşmışken söylenen tüm laflar, Taş olmuşsa en derin duygular, Geri dönmeyesin sakın. İnandığın her şey gerçektir inan ki, İnancını verebilirsen aşka, En gerçek aşkı yaşarsın. Yaşayabilirsin tekrar gençliğini. Genç gibi seversen eğer... Tekrar sevebilirsin...

Forvetsiz bir takım

Reykart'ın yaptığı vahim hatayı şu an Hagi yapıyor. Galatasaray forvet oyuncusu olmadan sahaya çıkıyor. İleriye dönük orta saha oyuncusunu ya da kanat oyuncusunu forvet olarak kullanarak forvet oyuncusuyla oynamazsınız. Kaleci Aykut'u forvet oynatsanız sizin forvetiniz olur mu ? Olur diyorsanız bir embesilsiniz, iki takımınız istisnalar dışında gol atamaz. Mehmet Batdal, manası anlaşılmayan "rezerv" takımındaki Cem Sultan inatla kullanılmıyor. Ne bekleniyor? Anlaşılır gibi değil. Kalecisiz sahaya çıkan bir takım düşünün. Ya da kaleci eldivenlerini bu adama verdim diye, defans oyuncusunu kaleci olarak kullanan bir takım düşünün. Bu takımın kalecisi var mıdır? Bu takımın yediği gollerinin sebebi kalede oynayan defans oyuncusu mudur, yoksa buna karar verenler midir? Öyle "striker" zart zurt demeyin. O halde size Baros'un da aslında "second striker" olduğunu hatırlatır, ve Galatasaray'ın Baros varken de strikersız oynadığını göz önüne koyarım.